Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Yalnızlık tek başına kalmak değil, tek başına kalmaktan kaçmaya çalışmaktır. Bunun için ne kadar uğraşırsan durumun o kadar acıklı hale gelir. Geceyi uzatmak, son bir sigara yakmak, bir kadeh daha içmek, ayak sürümek, bin dereden su getirmek… Bütün bunlar kapının arkasına gizlenmiş seni bekleyen tekilliğinle karşılaşmanı geciktirmekten ve çaresizliğini arttırmaktan başka işe yaramaz. Durumu sükunetle kabullendiğin ve onunla savaşmaktan vazgeçtiğinde ise aniden daha az yalnız biri haline gelirsin. Bu konuda bilinmesi gerekenler fazla değildir. Yalnızlıkta "çat kapı" yoktur ve yalnız biri kimsenin hayatının doğal uzantısı olmadığından biriyle buluşmak için daima randevulaşmak zorundadır. Kimsenin hayatını tamamlamaz bunun karşılığı olarak da kimse onun hayatını bütünlemez. Kimileri böyle olmasını tercih ettikleri için, kimileri de kimse onları tercih etmediği için yalnızdır. Yalnız biri sadece bir aksesuardır. Süslü bir toka, zarif bir kolye, b.ktan bir kemer ya da bir çift güzel küpe… O kadar. Yoklukları üzüntü verici olsa da kimseyi öldürmez."
Sayfa 153Kitabı okudu
Birbirine aşık iki insanı ayıran azgın bir nehir olduğunu öğrendi. Korkular, kompleksler, beklentiler, egolar, şüpheler ve kaygılar nehriydi bu... Güçlü akıntıların etkisiyle zaman zaman kabaran ve bulanıklaşan bu hırçın suyun öteki yanındaki sevdiğinize ulaşmak için tek bir şansınız vardı: Sadece onun aşkına güvendiğinizde varolan bir asma köprü... Bazen onun sevgisinden şüpheye düşerdiniz. O zaman köprünüz zayıflar, onu tutan halatlardan bazıları kopar ve karşıya geçmek güçleşirdi. Yine de sağlam kalan bir kaç halatın sayesinde geçerdiniz. Ama bazen öyle anlar gelirdi ki sevildiğinize dair tüm inancınızı yitirirdiniz. İşte böyle zamanlarda kabaran dalgalar biricik köprünüzü yıkar, sular batıp çıkan tahta ve halat parçacıklarını uzaklara götürürdü. Öteki kıyıda duran sevgilinize bakardınız ve ona tekrar kavuşmanın bir yolunu arar ama bir türlü bulamazdınız. Böyle zamanlarda bazıları çare kalmadığını görüp nehrin yanından uzaklaşırlar, bazıları da kendini azgın sulara atıp karşıya yüzerek geçmeyi denerlerdi. Ama sevildiğini bilmeden ve sadakatten emin olmadan girilen bu nehirdeki akıntılar böyle bir yolculuğa izin vermezdi. Ya egonuz ve beklentileriniz sizi boğardı ya da şüpheleriniz ve korkularınız... Yine de yüzmeye çalışanlardan bazıları hiç vazgeçmezler ve ömürlerini aslında bataklık olan o karanlık sularda çırpınarak geçirirlerdi. Çünkü akıllarına yakınlarda bir yerlerde başka bir aşk ve başka bir nehir daha olabileceği gelmezdi. Daha ilk baştan nehri geçemeyeceğini anlayıp uzaklaşanlarsa, hayatları boyunca 'acaba yüzebilir miydim' diye sormaktan kendilerini alamazlardı.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
“Bir insana yüzde yüz güvenmekle yüzde doksan dokuz güvenmek arasında dağlar kadar fark vardı. Çünkü eksilen yüzde birin nereden eksildiğini bilemezdin ve dünyanın bütün kazıkları o küçük “bir”in içine saklanabilirdi. O yüzden yüzde doksan dokuz, yüzde yüze olduğundan daha yakındı yüzde sıfıra.”
Sayfa 257Kitabı okudu
Bazen başladığın yere dönebilmen için dünyayı dolaşman gerekiyordu.
Geçmişle hesaplaşmanın bir yolu yoktu; çünkü geçmiş geçiyordu. Kalan sendin.
"Biliyor musun," dedi Fırat, "galiba aşk birini unutamamak değil, onu her gördüğünde yeniden hatırlamak. Kaç yıl geçerse geçsin, her karşıma çıktığında aynı şekilde hissetmek."
Reklam
"Belki de sadece kızgındın. Öfke bazen nefretle karıştırılabilir."
Sayfa 177Kitabı okudu
"Ne b*k yemeye geldim buraya? Annemin mezarına mı kapanacağım? Mehmet'e fatiha mı okuyacağım ? Ne yapmaya geldim ben? Bir gün arayıp sormamışım, şimdi mi Şadiye'nin hatırını soracağım? Mermerden mezar mı yaptıracağım onlara? Bir gün sevmemişim de şimdi oturup gözyaşları mı dökeceğim arkalarından? Kimi kandıracağım?"
Sayfa 177Kitabı okudu
"İnsanlar ailelerini kaybedince ne hissettiklerini aşağı yukarı tahmin eder ama ben bilmiyorum. Üzüldüğüm an kendimi iki yüzlü gibi hissediyorum, üzüntüm hafifler gibi olunca vicdan hesabı çekiyorum. Doğrusunu ne olduğunu bulamıyorum."
Sayfa 177Kitabı okudu
Hayat doğrularla yanlışlar arasında bir sarkaç gibi sallanıp dururken , insanlarda onunla birlikte bir o yana , bir diğer yana savrulur.
Sayfa 233Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.