Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

rea

rea
@harakiriforthesky
Arşiv hesabı olarak kullanıyorum, çok fazla alıntı paylaşırım*
... tabii amacım sizlerin uygulamalarınıza değil yargılarınıza çeki düzen vermek. Yaşlı kadınlara ve gazete okuyan kuru kalabalığa sözüm yok. Onlar her şeyden hoşlanırlar, yeter ki yeterince kanlı olsun.
Reklam
Bir katil nasıl insan sever olabilir;
Kendisi, "Yaşamdan ayrılma zamanının gelip gelmediği üstüne açık bir yargıya varma yetisi; kusursuz bir muhakeme gerektiren yetilerden biridir," der. Hiçbir bilgi bunun kadar nadir olmadığından, insanlara bu tür bilgi konusunda, karşılıksız olarak, üstelik hiçıde küçük olmayan tehlikeleri göze alarak yol gösteren böyle birakisinin, kuşkusuz epey insan sever biri olması gerekir.
Hiçbir sanatçı eserini tastamam kendi tasarladığı incelikle icra edebileceğinden emin olamaz. Her girişimde can sıkıcı bazı olumsuzluklar mutlaka çıkacaktır; insanlar boğazlarının kesilmesine hiç ses çıkarmadan razı olmayacak, kaçacak, tepinecek, ısıracaklardır. Portre ressamı çoğu kez konusunun aşırı uyuşukluğundan yakınırken, bizim daldaki sanatçı genellikle konusunun fazla canlı ve devingen oluşundan dolayı sorunla karşılaşacaktır. Aynı zamanda, cinayetin deneği heyecanlandırıp rahatsız etmeye yönelik eğilimi, her ne kadar sanatçının hoşuna gitmese de; gizli kalmış yeteneklerin gelişimini desteklemesi nedeniyle, cinayetin genel olarak dünya karşısındaki, gözden kaçırmamamız gereken avantajlarından biridir elbette.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zira baylar, son iki yüzyılda ortaya çıkmış şöhretli filozoflar ya öldürülmüş, ya da, en azından, cinayete kurban gitmekleburun buruna gelmiştir; O kadar ki, bir adam kendisine filozof diyorsa ve buna karşın hiç canına kastedilmemişse, kafasının bomboş olduğu konusunda içiniz rahat olabilir.
Ama şurası da gerçektir ki, kendi başlarına ne kadarkabul edilemez olurlarsa olsunlar, hem bir hırsız hem de bir ülser kendi sınıflarının öteki üyelerine kıyasla sonsuz erdeme sahip olabilir. Her ikisi de kusurdur doğru; ancak, kusurlu olmakbunların aslı ve özü olduğundan, kusurluluklarının büyüklüğü kusursuzlukları demek olur.
Reklam
"Şimdi, sırf bir cinayetin işlendiği yerde hazır bulunmak dahi insanı suç ortağı yapıyorsa -olanları izlemek bile bizi faille aynı suça ortak ediyorsa-, bundan zorunlu olarak çıkan sonuç şudur ki, arenalarda işlenen bu cinayetlerde, öldürücü vuruşu yapan el, hiçbir şey yapmadan onu seyredenin elinden daha fazla kana bulanmıs değildir; kan dökülmesini tasvip eden kişi ne o kandan arınmış olur, ne de katili alkışlayarak, ona ödüller verilmesini isteyerek cinayete katılmış sayılmaktan başka bir gözle görülebilir."
"Norma bunu öğrenmiş olsaydı da beni terk etmezdi. Ama içinde bir şey kırılırdı. Tatlı ve sevdiği bir şey yıkılırdı..." Jud'un gözleri yaşarmıştı. Yaşlıların gözyaşları çirkin, diye düşündü Louis.
Sayfa 250Kitabı okudu
İnsanın deneylerinin kendisine verdiği kanı şudur: Karabasanlar giderek karardıkça dehşet üstüne dehşet yağar, bir kötülük bir başkasını doğurur, sonunda karanlık her yeri, her şeyi kaplar. İnsana en dehşet veren sorun da zihninin bunların ne kadarını alacağı ve yine de acımasız, uyanık bir aklı başındalığa sahip olacağıdır. Bu tür olayların kendilerine özgü bir saçmalığa sahip olacakları kuşkusuzdur. Hatta bir noktada durum birden gülünçleşir de. İşte o noktada akıl ya kendini korumaya başlar ya da baskıya dayanamayıp ezilir.
Sayfa 211Kitabı okudu
İnsan aklının alabileceği dehşetin sınırı olacağına inanmak yanlış bir düşünce olmalıdır. Tersine insanı saran karanlık arttıkça harekete geçen bir mekanizma da bu sınırı sonsuza dek genişletir.
Sayfa 211Kitabı okudu
Louis'in inançlarından biri de şuydu: Küçük çocuklu ailelerde oturma odasının koltuklarının altları zamanla güçlü ve esrarengiz bir elektromanyetik güce sahip olurlardı. Süt şişelerinden çengelli iğnelere, yeşil boya kalemlerine ve çocuk dergilerine kadar her şey bir yolunu bulur oraya girerdi.
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Baştan sona kadar iyi geçen günler zaten azdır. Belki de bir insanın yaşamındaki gerçekten iyi günlerin toplamı bir ay bile değildir. Louis'e göre Tanrı acı dağıtmaya gelince daha cömert davranıyordu.
Sayfa 202Kitabı okudu
Ama zaman geçerdi, insanın bir duygu bir başka duyguyla yer değiştirirdi. Güçlü bir acı daha yumuşak bir acıya dönüşür, bu daha yumuşak acı yerini yasa bırakır, yas da sonunda bir hatırlama olurdu.
Sayfa 202Kitabı okudu
Tanrı geçmişi korusun, diye düşündü Louis. Kendi kanından olan insanlara, Eileen'le Gage'in çocuklarına -eğer onları görecek kadar yaşarsa- yabancı geleceği günleri düşünerek ürperdi. Görüş noktası değişiyordu. Aile bağları çürüyordu. Eski resimlerde genç yüzler.
Sayfa 198Kitabı okudu
Louis Creed psikolog değildi, ama her yaşamın içinde paslı, yarı yarıya gömülü şeyler olduğunu, insanların kendilerini bu şeylere dönmek, onları çekip çıkarmak zorunda hissettiklerini bilirdi.
Sayfa 191Kitabı okudu
"Ve bir insanın yüreğindeki şeyler... bunlar hakkında konuşmak pek bir yarar sağlamaz, değil mi?"
Sayfa 131Kitabı okudu
2.946 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.