Yazıldığı tarihten bu yana 190 yıl geçen; ancak halen daha güncelliğini koruyan bir eser "Alice Harikalar Diyarında". Edebiyatın zamansız yapıtlarından biri olarak kabul edilen bu kitabı kimimiz çocuklarıyla tanıştırıyor, kimimizse yaşı kaç olursa olsun okuyup keyif alıyor. Hayal gücü açısından okuyucularına çok geniş bir dünya sunan bu
#okudumbitti #kitapyorum
#zamankimseyibeklemez 245 Sayfa
.
"Ama unutmayın gerçekten farkında olduğumuz her an belki insanlık tarihi için belki de kendi hayatımız için son şans. Bundan sonra artık geri dönüş olmayacak. Gerçek dünyadan uzak, sanal bir alemde dünya ellerimizden kayıp giderken bilimden, sanattan, üretimden, doğadan, hedeflerimizden uzak tüketime hizmet eden bir köle olmaya devam edeceğiz ya da Matrix,te olduğu gibi kırımızı hapı alıp harikalar diyarına beyaz tavşanın peşinden gidip kendi gerçekliğimize yelken açacağız."
.
Herkese Merhaba
.
Bugün sizlere anı deneme türünde bir kitap yorumu ile geldim. Kitabı okurken sanki yazarla sohbet ediyorsunuz, eskiye dair anılar, yaşanmışlıklar, çocukluğumuzun geçtiği mahalle, arkadaşlıklar, tek kanal olan televizyon dönemleri, sıcacık komuşluklar. Günümüzde maalesef hiç bir samimiyet ve sevgi kalmadı, her şey teknoloji oldu... Yazar tüm bunları öyle içten ve samimi kaleme almış ki sanki o dönemleri tekrardan yaşıyorsunuz.
.
Kitap kısa bölümler halinde ve her bölümde farklı konuları kaleme almış yazarımız. Benim severek ve okurken en çok etkilendiğim bölüm ise 'Kadın Manifestosu' yazısı oldu. Bu bölümde Atam'ı da anması ve yer vermesi çok hoşuma gitti. Yüreğinize kaleminize sağlık Seval Kirmit.
.
Ben kitabı büyük bir keyifle okudum ve türü sevenlere içtenlikle tavsiye ederim. Alın kahvenizi ve en yakın arkadaşınızla sohbet edermiş gibi OKUYUN efendim.
.
@seval_yazar kaleminiz daim olsun...
.
Sevgi, sağlık ve kitapla kalın canlar... Sorgulatan, düşündüren ve hayatı anlamlandıran okumalarınız olsun...
“Kelimeler, Alice’e (ve bize) bu afallatıcı dünyadaki tartışmasız tek gerçeği, görünüşteki bir rasyonalizmin altında, hepimizin deli olduğumuz gerçeğini gösteriyor.”
“Hiçbir edebi eser, der Mandelstam, bir ilham ânının meyvesi değildir: Zahmetli bir deneme ve yanılma süreciyle, bu sürece zanaatkârın tecrübesinin destek olmasıyla ortaya çıkarlar.”