Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gündüz okula gitmek, okuldan çıktıktan sonra yatsıya kadar oldukça hoşlandığı saatçiliği öğrenmek, yatsıdan sonra uyuyana kadar derslerini çalışmak ve sabah namazından okula gideceği saate kadar da Kur'an'dan o günkü payını ezberlemek şeklinde program yapan Hasan El Benna kısa sürede programın gereğini icra etti. O zeki ve çalışkan aynı zamanda disiplinli bir çocuktu.
117 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
"Onlar kadının özgürlüğünü değil, kadına ulaşmanın özgürlüğünü istiyorlar!" "İğneden korkmamayı öğrendiğinde "Ben doktor olacağım!" diyen bir kız çocuğu için öğrenmek mühim meseledir..." "Cesaret bazen korkularını bozdurur insana. Korku, küçük bir iğnedendir kimi zaman. Kimi zaman Müslüman bir kadının doğru
Yedi Güzel Kadın
Yedi Güzel KadınAbdulaziz Yılmaz · MGV Yayınları · 20171,215 okunma
Reklam
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Halil İbrahim Canbegi/ Mısır'da Müslüman Kardeşler Cemiyeti. Halil İbrahim Canbegi,1986 yılında Bursa'da doğdu. İlk, orta lise eğitimini Bursa'da tamamladı. 2009 yılında Polis Akademisi'nden mezun oldu. 2013 yılında Gazi Üniversitesi'nde siyaset ve sosyal bilimler alanında yüksek lisansını tamamladı. Kitap, yedi bölümden meydana gelmekte, dipnotlar son bölümde verilmekte ve zengin bir kaynakça bulunmaktadır. Dipnotların sayfa altlarında verilmeyip, kitabın sonunda ayrı bir bölümde yer alması, okuyucuyunun konuyu anlarken dikkatinin dağılmasına sebep olmaktadır. Mısır'daki Müslüman Kardeşler Cemiyetini, nasıl geldiler? niçin gittiler? tekrar gelecekler mi? sorularıyla inceleyen yazar, konuya kısa bir mısır tarihi özetiyle başlamaktadır. Müslüman Kardeşler Cemiyeti'nin hayır kurumu ile olarak başlayan süreci ve zaman içerisinde, siyasi bir partiye dönüşmesi, akademik bir bakış açısıyla anlatılmaktadır. Cemiyetin fikri alt yapısını oluşturan Hasan el Benna, Cemalettin Afgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza, Seyyid Kutup üzerinde durulurken, Enver Sedat'la başlayan devletle siyasi ilişkiler boyutu ve Mursi dönemi, değişik kaynaklar üzerinden değerlendirilerek objektif bir eser meydana getirilmiştir. Akademi dünyamızın komşu ülkelerle ilgili böyle çalışmalar yapmış olması, ülkemizin fikri gelişimi açısından da önemli bir yer tutmaktadır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Mısır'da Müslüman Kardeşler Cemiyeti
Mısır'da Müslüman Kardeşler CemiyetiHalil İbrahim Canbegi · Öteki Adam Yayınları · 201312 okunma
İslam'ın ilk kaynağı ve Müslümanların hayat rehberi olan Kur'an-ı Kerim daha vahyin ilk yıllarından günümüze kadar büyük şahsiyetleri bağrından çıkarmıştır. Bu şahsiyetlerin başında gelenler; Ashab-ı kiram, tabiin, tebe-i tabiin ve tarih boyunca İslam ümmetine öncülük eden büyük âlimlerdir. Günümüzde ise İmam Hasan el-Bennâ, Seyyid Kutub, Mevdudi, Said Nursi, Erbakan Hoca gibi İslam dininin izzetini zirvede tutan, şerefini ve kadrini yücelten nice büyük İslam liderleri var olmuştur. Allah onlardan razı olsun. Nitekim bu şahsiyetler, İslam'a bağlanarak İslamiyet'i kendi hayatlarında uygulamışlar ve hayatlarını İslam'a adamışlardır.
Sayfa 5 - yüksel yayıncılıkKitabı okudu
İslam başından beri kadının erdemlerle, nefse olgunluk kazandıracak hasletlerle ahlaki güzellik eğitimi almasını ve terbiye edilmesini gerekli görür.
İnancım o ki, yaratılışlar farklı olduğu için görevler de aynı şekilde farklıdır. Bu farklılığın, her ikisi için hayat tarzlarında da farklılığa neden olması gerektiğine inanıyorum. İşte İslam'ın getirdiği, kadın-erkek arasında hukuk ve yükümlülüklerdeki farklılığın sırrı budur.
Reklam
İslam'ın pek çok durum ve pozisyonlarda erkekle kadını birbirinden ayrı tuttuğu ve aralarında tam bir eşitlik sağlamadığı söylenir. Bu doğrudur. Ancak öte yandan şunun da üzerinde durmak gerekir: İslam bir açıdan kadının hakkına kısıtlama getirmişse, ona bedel olarak başka bir açıdan daha iyisini mutlaka yerine koymuştur. Bu kısıtlanmanın başka bir şey için değil, kadının yararı ve çıkarı için olduğu da göz önünde bulundurulmalıdır. Kadının bedensel ve ruhsal oluşumunun erkeğin oluşumuyla tıpatıp aynı olduğunu kim, nerede söyleyebilir? Eğer ortada bir babalık ve annelik olacağına inanıyorsak, kim nerede çıkıp kadının hayatta üstlenmesi gereken rolle, erkeğin hayatta üstlenmesi gereken rolün aynı olduğunu söyleyebilir?
Şimdi önemli olan İslami hükümlere arzularımızdan ayrılarak bakabilmemiz, kendimizi Allah'ın emir ve yasaklarını kabullenme konusunda hazır hale getirmemizdir.
Gerçek şu ki; İslam'ın kadın-erkek görüşünü, birbirleriyle olan ilişkilerini ve her birinin diğerine karşı yükümlülüklerini bilmemiz değildir, asıl önemli olan. Bu neredeyse herkes tarafından bilinen bir konudur çünkü. Fakat asıl önemlisi kendimize şu soruyu sormamızdır: Biz İslam'ın hükmüne uymaya hazır mıyız?
96 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap, Müslüman bir kadının ancak zaruretler karşısında ve İslam'ın verdiği özel izinlere tabi olarak sosyal hayata dahil olabileceğini savunuyor, bu doğru. Ancak bu düşüncelerin 20. yy'ın ilk yarısındaki siyasi, sosyal ve kültürel ortamında kaleme alındığını hatırda tutmalı, buna katılıp katılmadığınızı, elinizdeki temel metinleri tartışarak belirlemeli, kadın için özgürlük ve yasak sınırlarını buradan hareketle oluşturmalısınız. Bu kitabı bitirdiğinizde kadının doğal görevinin evi ve çocukları olduğuna katılıp katılmayacağınız size bağlı. Ancak hiç kuşku yok ki, Müslüman kadının toplumsal hayata "dişiliğiyle" değil, "kişiliğiyle" dahil olması gerektiğine hepiniz katılacaksınız. -Sıbğatullah Kaya-
Müslüman Kadın
Müslüman KadınHasan el-Benna · Beyan Yayınları · 2017225 okunma
Reklam
Çoğu insan, Doğu milletlerinin kalkınması, haklarını çiğneyen, insanlarını ezen milletlerin üstesinden gelmesi için onların da mala, çeşitli savaş araç-gereçlerine gereksinim duyduğunu düşünür. Bu doğrudur ve önemlidir. Fakat bundan daha öncelikli ve gerekli olan şey mânevi güçtür. Mânevi güç ise; yüce ahlâk, arınmış nefis, hak-hukuk bilmek ve ona iman etmek, onu bilmek, sarsılmayan irade, fedakârlık ve üzerine güven ve vahdetin inşa edildiği vefadır. Güven ve vahdetten de kuvvet meydana gelir. Doğu milletleri kendi hak dâvalarına inanır da nefislerinde bulunanı değiştirirlerse, mânevi kuvvete önem verir ve ahlâklarını düzeltirlerse her yönden maddi kuvvet kendilerine akıp gelecektir. Tarih sayfaları buna şahittir.
Avrupalılar, Materyalist düşünce dalgasının, ifsad edici olguları ve öldü ricü mikroplarıyla uzanabildikleri tüm Islam topraklarını etkileri altına almak igin ellerinden gelen tüm gayreti gösteriyorlardı. Aynı şekilde bu topraklarda yaşayan insanların, ilim, mârifet ve sanayi imkânları gibi faydalı şeyleri elde etmemeleri için son derece yoğun bir
Sayfa 211 - 8. Materyalist Düşüncenin Islâm Toplumuna Hücum EtmesiKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.