"Ah yüce ruhlar ! Ateş, hava ve suyun gerçek sahipleri, yardım edin. Yardım edin ki kardeşimin katilleri daha fazla benimle aynı havayı soluyamasınlar, ateşinizde ısınamasınlar, suyunuz hayatını bulamasınlar,toprağımızda gezinemesinler....."
"_Kim ona kalbiyle ne yapması gerektiğini söyleyebilir ki?"
~°•☆............kim onun kalbinin kime ait olduğuna karışabilirdi ?
~~~~☆Yüreklerimiz hiç bir zaman cadıların ki kadar karanlık olmadı ama emin ol en ılımlımız bile elinin altında olan bir cadının canını yakma fırsatını geri çevirmez.
"_Cadılık yapmasan bile işsiz kalmazsın. En kötü ihtimalle parfüm yapıp satarsın. "
"_Cadılık bir meslek değil Daria. Cadı doğarsın,yaşarsın ve Cadı olarak ölürsün ."
Karia başını kaldırıp kısa bir an kızı süzdü .
"_Ama istersen güçlerini kullanmazsın değil mi?"
Kiana. "_Öyle bir arzum asla olmadı. "
~°•☆ Kiana, siyahı kaybolup kırmızıya dönmüş gözlerini hızla açtı. Nerede olduğunu bulmuştu.
Ayağa kalkarak hâlâ yanmaya devam eden ateşe küpeyle birlikte bibloyu da attı; söyleyeceklerini söylemişlerdi, artık işine yaramazlardı. Alevler iştahla bağrına bırakılanların üzerine kapanıp yatarken ~°•☆ Kiana, büyü esnasında odada olamayan ama şimdi arkasındaki gölgelerin içine sığınan kadının varlığı ile bir süre kıpırdamadan şöminenin önünde dikildi....
Kim ona kalbiyle ne yapması gerektiğini söyleyebilirdi ki? İstedikleri gibi Kiana'yı savaştan uzaklaştırıp ayaklarına kadar getirdikten sonra kim onun kalbinin kime ait olduğuna karışabilirdi?
Bulutları ortadan yarıp ürpertici bir uğultuyla aşağıya inen rüzgar kadının onu deki ateşin üzerine kapandı ve sönmesi gereken alevler bir anda daha da harlanarak yükseldi. Kadının emriyle siyah taşlar ileriye fırladı...
"Kieran ölmeseydi bile…”Kiana durdu. Hala sırtı saraya dönüktü. Üzgün bakışlarını şehre dikti ve derin bir nefes alarak duygusallığını bastırdı."Kardeşim ölmeseydi bile aramızdaki her neyse, devam edemezdi. Bir kam ve bir cadı…Sen hiç ömürleri boyunca mutlu yaşadılar diye bir şey duydun mu?Ben duymadım.”
"Kardeşini geri getiremem ama sana yardım edebilirim.”Aghon kadının ardından seslendi."Mickal’ı devirmek mi istiyorsun?Tamam, öyle olsun. Seni onun sarayına sokabilirim. Kraliçen’den hesap mı sormak istiyorsun?Seninle düşmanımın inene kadar gelirim.”
"Senden hiçbir şey istemiyorum,Aghon,” dedi Kiana ardına bile dönmeden."Seni görmek bile istemiyorum.”
"En azından beni geride bıraksaydın.”Kiana bakışlarını adama dikti. Elleri şimdi göğsünde yumruk olmuştu."Beni rahat bıraksaydın yine de onu kurtarabilirdim.Bendol’dan önce oraya varır ve kardeşimi zindandan çıkarırdım.”Boğazına tıkanan yumruyu zorda olsa yutmayı başardı."Ama sen ne yaptın?Zaferin yetmedi, beni de istedin. Ölmeme bile izin vermedin. Kardeşime güçlerini geri verebilseydim yaşamasını sağlayabilirdim.”
207
"Kimseyi zorla burada tutamayız,Aghon,”dedi sonunda.
"Evet tutabiliriz.”Aghon, öfke ile dövme tablasının üzerindeki kılıç müsveddesini alarak odanın bir köşesine fırlattı ve tekrar konuşmaya başlamadan önce devrilen alet edevatın gümbürtüsü dinene kadar bekledi."Bu Kiana’nın iyiliği içinse pekala yapabiliriz. Yakalanmasa bile intikam için kendini öldürteceğini bile bile onun gitmesine izin vermenin cinayetten bir farkı yok. Buna izin veremem.”