*Dikkat spoiler içerebilir*
Adını pek çok kez duyduğumuz bir kitap olan Robinson Crusoe. Bugün bitirmiş bulunmaktayım. İngiliz Edebiyatı'na ait bir kitap. Başlarda çok yavaş ilerlediğini düşünsem de sonradan çok keyifli bir okuma sundu. Kitapta baş karakterimiz olan Robinson talihsiz bir adam mı, kader onu buralara neden sürüklüyor o bunları sorgularken siz de sorgulamadan edemiyorsunuz. Deniz üzerinde olmayı canı gönülden isteyen karakterimiz seyahat halindeki gemisinin batmasıyla anakaraya epey uzak bir adada yaşama tutunan Robinson bize ıssız bir adaya düşsen ne yapardın diye başlayan sorunun yirmi sekiz yıllık öyküsünü aktarıyor. Kitap özellikle son yarısına gelince hız kazanıyor ve ilk 70-80 sayfadan sonra okuyucuya neler olacak heyecanı veriyor. Bol bol betimlemelerin yer aldığı bir kitap. Ustaca yazıldığını söyleyebilirim. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Yazarın Doğu Eddebiyatı'nın güzel örneklerinden biri olan Hay Bin Yakzan'dan esinlenerek bu eseri ortaya çıkardığına dair fikirler de söz konusudur. Hay Bin Yakzan'ı bu eseri okuduktan hemen sonra okudum. Robinsonad özelliği açısından benzer özellik göstermelerinin yanı sıra hem Hay hem de Robinson adada Tanrı'ya yönelik felsefi düşüncelere ve sorgulamalara yöneliyor. Farkı ise Robinson adada bir gemi kazası sonucu mahsur kalıyor yani öncesinde bir aileye, din ve ahlak eğitimine sahip. Hay ise nasıl geldiğini bilmediğimiz bir şekilde adada bir anne ceylan tarafından büyütülüyor bu felsefi düşünceleri ve Özne'yi; gözlemleri ve Tanrı'nın ona verdiği akıl ve sezgi gücü ile keşfediyor.