Evi şahane bir bavuldan ibaret... Bavulda, birkaç kat elbisesi, çamaşırları, iskarpinlerinden başka, dünyada okunmaya değer bulduğu 40-50 kitap... Bavulun üstünde, hemen bütün Avrupa merkezlerinin lüks otellerinden, İran, Hindistan, Japonya'ya kadar, indiği yerlerin etiketleri...
Bir İsviçre bankasında adına büyükçe bir fon yatıyor. Cebinde
Özlenen sevgili sesleri
ölülerin, ya da bizim için
ölüler gibi yitip gidenlerin.
Bazen konuşurlar bizimle düşlerimizde;
bazen düşüncelerimizde duyulurlar.
Ve bir an için onların yankılarıyla
başka yankılar döner bize yaşamlarımızın
ilk şiirinden
uzaktan uzağa duyulan bir ezgi gibi gecede
-Konstantinos Kavafis
(Çeviri, Cevat Çapan)
heyhat! hayatla medet arasındasın yarayla kabuk dertle deva
dindi sandığın her sancı
peşin sıra gelecek
geçti dediğin her acıyı
ömrünle sınayacaksın
sen başkasının yası olduğunda
ancak, susacak yasın da
hangi ağıt çıkarabilir artık
sözüme bulaştırılan lekeyi
hangi isyan tamamlar
her cenazemle eksilen heceyi
kaç acı var yıkanacağım
kırılacağım bir devrim daha belki elimdeki tek sözcük: gaf!
bilgelikmiş, incelikmiş: zarf!
herkes kendine sarraf