Bazen empati için “sıfır tekniği” diye düşünüyorum. Kendi düşüncelerinizi, ihtiyaçlarınızı ve duygularınızı öne çıkartmak yerine, tamamen karşınızdaki insanın üzerine yoğunlaşıyorsunuz. Tamamen alıcı oluyorsunuz, bir anlamda o kişiye hiçbir şey vermiyorsunuz. Sıfır oluyorsunuz. Ama paradokssal olarak ona paha biçilemez bir şey veriyorsunuz.
İnsanlar sinirli olduklarında genellikle sizin atlayıp sorunu çözmeye çalışmanızı istemezler. Çoğu zaman, dinlemenizi ve neler hissettiklerini anlamanızı isterler.
Bazı insanların tam tersi bir sorunu vardır. Karşıdaki kişiye buz tedavisi yaparlar, kızgın olduklarında konuşmayı reddederler ve karşıdaki kişiyi sessizlikle cezalandırırlar. Her ne kadar düşmanca duygularını saklamak için çok çalışsalar da, konuşmamak da bir çeşit saldırganlıktır.
Depresyon, ümitsizlik, kaygı, panik, suçluluk, aşağılık duyguları da dahil olmak üzere, tüm negatif duyguların içinde öfke baş etmesi açık ara en zor duygudur, çünkü insana kendisini güçlü ve haklı hissettirir.
Eğer kendinize keyfinizi kaçıran kişinin tamamen bir pislik olduğunu söylüyorsanız, ona bir pislik gibi davranırsınız. Sonuç olarak o da sinirlenerek tam bir pislik gibi davranır. Sonra siz de kendinize onun bir pislik olduğu konusunda tamamen haklı olduğunuzu söylersiniz.