“Hüseyne yerler ağlar göğler ağlar
Betül-i murteza peygember ağlar “
Kara haber çanları çalıyor ıssız çölde
Bir mersiye okundu çok acı esen yelde
Dediler su istedi başsız beden düşende
Şehadet okuyordu, Hüseyn can çekişende
Saçlarına ak düştü beli büküldü Zeynep
Musa Dedei
Okur Takip Önerileri
Esselamu Aleyke Ya Hüseyn
“Selam olsun Hüseyin’inin toprağına, zatına
Selam olsun nuruna , fıtratına
Selam olsun Kerbela’da parlayan nuruna
Selam olsun Allah’ın esenlik yurduna, ona komşu olana…”
Ya Hüseyin
“Âşıklar vâdîsinde, ağladı aşk hançeri
Tavâf edip öperken, Yâr’in öptüğü yeri
Mecnun idi âlemler, Hüseynî velâyete
Âciz kaldı kalemler, o aşkı rivâyete”
Hüseyin Yalçın
"Muhammed'in nuru, kâinatın icat edilme sebebidir
Hüseyn'in kanı, âlemin ayakta durma sebebidir"
“Geçdi bir yıl yine bir mâh-ı muharrem geldi
Söyle ey bâd-ı sabâ söyle Huseynim nerede
Göze nem gönle elem her yana mâtem geldi
Söyle ey bâd-ı sabâ söyle Huseynim nerede
Kurratü'l Ayn-i Rasulü's-sakaleynim nerede”
Savm u salât ü hacc ile zâhid biter sanma işin İnsân-ı kâmil olmağa lâzım olan irfân imiş
Niyâzî-i Mısrî
“keşke sessizce karışıp gitseydim,
karışıp gitmiş olmanın güzelliğine..”
Vesiledir hayra Peygamber’in ailesi
İhmal etmem esbâba tevessül etmeyi
Dilerim ki yarın verilir onların hatırına
Sağ elime alırım defterimi.
İmam şafii
“ Bir yıldız yağmurunda gün doğarken Mekke’de,
Mübarek toprakları aydınlatan
Nûrun düşsün bizim de kalplerimize
Allah’ım!
Bizi Nur eyle! “
Amin amin amin
“
Çoktur Hakkın has kulları, fikr eyle bunları
Saysam erenleri, görsen ne sultanlar yatur
Yunus sen de ölürsün, kara yere girersin
Kara yer altında, çok günahkar kullar yatur. “
Tüm samimiyetimizle;
Bir kendimize, bir Hz. Fatıma‘ya bakalım
Ye’se, ümitsizliğe kapılmadan;
Bir yol bulalım Fatıma hanesine konuk olmaya...
“Ya Fatıma, açız!” diyelim
“Hakikate açız”
Doğruluğa, samimiyete açız...
Helaline her şeyin
Abur-cuburla dolu içimiz, fitne fesatla dolu.
Senin o tertemiz,
Bir lokmana muhtacız.
“Ya Fatıma, açığız!” diyelim
Yıldızların ölümü...
Yol gösteren kılavuzların ölüm
Yok gösteren pusulaların...
Sadece; kayıp gitmişlerdir, gözümüzün önünden...
Işıklarını olduğu gibi bırakıp
Hasislik etmeden...
Gönül aynanızı yönlendirdiğinizde,
Yeteneğiniz nispetinde,
Aydınlığını görürsünüz önünüzün...
Kabiliyetiniz nispetinde yansıttığınızı...
Hatta, gün geçtikçe bereketlendiğini görürsünüz ışığın
Asır asır sene sene güçlendiği...
Onlar; bize hayatiyet kazandırmak için gitmişlerdir
Alalacele...
Hepimize yetmek için...
Yetişmek için en ücralara,
Kesif bedeni terk etmişlerdir...
Of!! dediğimizde, ah aldığımızda,
Gözümüze hüzün, ümitsizlik sardığında;
İşaret vermek için...
İstikamet göstermek için...
Sessizce kayıvermişlerdir...
...
Sabiha Ünlü