Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tüm anneler hep tanımadıklarına güvenme derler, kötü olur sonu. Düşünüyorum da tanıdıklarımıza güvendikte ne oldu ! [Cemal Süreya]
23 Çocuğa Kol Kanat Geren, Hayatı Mücadeleyle Geçmiş Bir Sanatçı: Turgay Tanülkü 1970 döneminde Ulucanlar Cezaevi'nde siyasi nedenlerle hapis yattım, 18 yaşımdaydım. Ve uzun dönem işkence gördüm, çocuğum olamayacak kadar ağır işkence gördüm. Bizim hayatımız hep bir dram. Çok mutlu olan bir kesimden değilim. Ankara'da liseyi bitirmiştim, hukuk
Reklam
İçeri gir. Kapıyı ört. Işıkları yak. Bana sarıl. Dışarı çıkalım. Sinemaya gideriz. Filmi terk ederiz.
Arkadaş Zekai Özger
Beyaz Ölüm Kuşları Sonra bir gün anneler de ölür Böcekler ve kertenkeleler ölür Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür Sonra o gün çocuklar da ölür Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
25'ni 26'sına bağlayan soğuk, karlı, eksi ısılarda bir gece.. Öyle bir soğuk düşünün ki gaddar insan bile köpeğini sokağa bırakmaz. Köpeğini diyorum, köpeğini.. O gece tatlı rüyalarında olan insanlar her şeyden habersizdiler: Bir kaç saat sonra sıcacık yataklarından evlerinden bir parça bile alamadan bir tek yatak kıyafetleri ile sokağa döküleceklerinden, kaç aydır karnındaki çocuğu eline almak hayelleri kuran anneler karınlarındakı bebeğin gaddarca rahminden söküleceğinden, masal dünyasında uyuyan 7 yaşlı kız o güzel kafasının içindeki tertemiz beyninin söküleceğinden, yaşlı dede ve ninelerimiz gözlerinin oyulacağından, derilerinin yüzüleceğinden, namusunu eşi için sevdiği için koruyan kadınlara defalarca defalarca tecavüz edileceğinden, evlerinin, birikimlerinin yağmalanacağından, yakılacağından. O soğukta don vurup öleceklerinden, ellerini, bacaklarını, evlerini barklarını, sevdiklerini, namusunu, yaşamlarını, geçmişini, geleceğini, yarına olan umutlarının söneceklerinden habersizdirler.. Bugüne kadar ölüsünden, dirisinden haber alınmayan insanları da unutmayalım. Bunlar bir kitapdan alıntı değil ya da bizim uydurduklarımız değil. Bunlar kendini "insan" adlandıran, yıllarca komşu gibi yaşadığımız "ermenilerin" bize yaptıkları. Merak edenler bizzat sorumluların dilinden okuyabilir. Zaten ballandıra ballandıra anlatıyorlar... 26 Şubat, o soğuk, acılı, 24 yıldır utancından kan ağlayan "kara Şubat".. 1992 26 Şubat Azerbaycan haritasından Xocalı kayboldu. O kocaman boşluk şimdi hep siyah.. youtube.com/watch?v=1vz1p7M...
Öyle hastalar var ki, babası ölmüş, annesi, en az yetmiş yaşında. Artık bırakın evladına bakmayı, kendine bile bakamayacak durumda. Tek endişeleri bizden sonra ne olacak. Evet maalesef çok acı bir gerçek. Bir tanıdığım anne yetmiş üç yaşında, iki evladı da hasta. Biri kız, biri erkek. Anne şeker ve tansiyon hastası. Tek üzüntüsü; "ben
Reklam
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Tüm anneler hep tanımadıklarına güvenme derler, kötü olur sonu. Düşünüyorum da tanıdıklarımıza güvendikte ne oldu! |Cemal Süreya
1.337 öğeden 1.321 ile 1.335 arasındakiler gösteriliyor.