Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kâfiye (Kinâye) (Şiirin Hikayesi Bir ara, darların ve genişlerin hatta en genişlerin bir nebze izahı için yazmaya çalıştığımız ama yarım kalan bir çalışma... Yeni bitti... Tâze... Çalışmayı yazmaya ilk başladığımızda herhangi bir şairin herhangi bir şiirine benzesin diye bir kaygımız, düşüncemiz yoktu... E zaten böylesi bir düşünceyi
"Bir alman işçisi Sibirya'da iş bulur. Mektupların sansürcüler tarafından okunacağını bildiğinden arkadaşlarına şöyle der. "Aramızda gizli bir haberleşme sistemi belirleyelim, benden aldığınız mektup sıradan mavi mürekkeple yazılmışsa doğrudur, kırmızı mürekkeple yazılmışsa yanlıştır." Bir ay sonra arkadaşları ilk mektubu alırlar, mektup mavi mürekkeple yazılmıştır. "Burada her şey harika, dükkânlar mal dolu. Yiyecek bol. Apartman daireleri geniş ve güzel ısınıyor. Sinemalar batının filmlerini gösteriyor. Kızlarla dolu. Burada tek bulunmayan şey kırmızı mürekkep!" Bugünkü durumumuz da böyle değil mi? İstenen tüm özgürlüklere sahibiz, tek eksiğimiz ise kırmızı mürekkep. Kırmızı mürekkebin yokluğu ne anlama gelir? Bugün, etrafımızı saran çatışmayı tanımlamak kullandığımız kavramların hepsi -"teröre karşı savaş", "demokrasi ve özgürlük", "insan hakları"- yanlıştır. Bu durum bize bunu düşünmek için izin vermek yerine bizim anlamamızı güçleştiriyor. Kendimizi özgür hissediyoruz çünkü "özgür olmayışımız"ı ifade edecek o dilden yoksunuz." -Slavoj Zizek
Reklam
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim Yazabilirim örneğin; “Gece yıldızla dolu ve yıldızlar masmavi titreşiyor uzakta` Şarkı söyleyip esiyor gece rüzgârı. Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim...
Kitap konusuna açgözlü olduğum doğrudur. Bazılarını not etmek yerine alıyorum, ya sonra unutursam almayı endişesiyle. Bazen daha yeni kitap aldıgımı unutup alıyorum. Bahaneler bir yana evet devamlı kitap alıyorum. Engel olamıyorum kendime. Hal böyle olunca da kendime özellikle kitap okuduğumu ispat etmek için iki kitap aynı anda okuyorum. Tabi ki bir an önce yenilerini almak icin bunu yapmıyorum. Zaten birgün kısmet olur da daha buyuk bir evde oturma şansım olursa kesinlikle bir odanin duvarini boydan boya kütüphane yapacağım. Doyamıyorum okumaya, hepsi bundan kaynaklanıyor sanirim :)
PEYGAMBER EFENDİMİZİN IRKI
Sual: Peygamberimizin ırkı ne idi? CEVAP Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Araptır. Arap, güzel demektir. Mesela, lisan-ı Arap, güzel dil demektir. Coğrafyada Arap demek, Arabistan yarımadasında doğup büyüyen ve onların kanından olan kimse demektir. Peygamber efendimizin akrabasını, Arapları sevmek ve saymak ibadettir. Onları her
Ali Bardakoğlu Prof. (Diyanet İşleri Eski Başkanı )
1. İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Yani dünyayı terk et, hiçbir şey yapma, ahirette kazanırsın mesajını vermiyor. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler. 2. Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahcup edici durum devam
Reklam
Sadakat Ile Ilgili Bir Köşe Yazısından Alıntıdır...
"...Hazreti Ebubekir’e (ra) sormuşlar: “Muhammed (asm) Mi’raç’a çıktım” diyor. Sen ne diyorsun? “O’ söylemişse, doğrudur.” demiş. İşte sadakatin tarifi… Konu sadakat olduğu için misalleri çoğaltmakta fayda mülâhaza etmekteyim, şöyle ki: Gazneli Mahmud, bir gün, vezirlerini imtihandan geçirir. Elindeki kıymetli mücevherin değerini öğrenmek için vezirlerine sorar. Hepsi, “Paha biçilmez” olduğunu söyler. Bunun üzerine hepsine teker teker: “Bu mücevheri kır” diye emreder. Onlar da: “Bu paha biçilmez bir cevherdir, onu kırarsak sana kötülük etmiş oluruz. Bu kötülüğü sana yapamayız.” meâlinde cevap verirler. Sultan Mahmud hepsinin sözünü beğenir ve mükâfatlandırır. Sıra en sadık bendesi Eyaz’a gelir. Ona da değerini sorar; çok değerli olduğu cevabını alır. Bunun üzerine: “Onu kır” diye emreder. Ezar hiç tereddüt etmeden mücevheri yere atıp kırar. Herkes şaşkınlıkla ona bakar ve “Ne yaptın Eyaz, bu kadar kıymetli bir cevheri nasıl kırdın?” diye sitem etmeleri üzerine şöyle der: “Evet bu mücevher çok değerliydi, ama padişahın emri daha da değerlidir. Onu kırmaktansa, bu mücevheri kırdım. Bu cevabı çok beğenen Gazneli Mahmud şöyle der: “Sadakat imtihanını Eyaz kazandı ve en büyük hediyeyi hak etti” demiş..."
482 öğeden 466 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.