***
Ümmet içindekini değiştirdiğinde,
dünyayı da en büyük derdi ve gâyesi
olmaktan çıkarıp ölüme aldırış etmediğinde,
Yüce ALLAH onu değiştirecek ve ona zayıflık yerine güç ve izzet; hezimet yerine de zafer
ve otorite ihsân edecektir.
***
"İsrail, dünyanın en büyük teröristidir. İsrail, bir devlet terörü ve bir terör devletinden ibarettir. Zulmü ve işkenceyi, evleri yıkmayı ve insan haklarını çiğnemeyi meşrulaştıran bir devlettir."
Kudüs, İslam'ın kutsal saydığı şehirlerin üçüncüsüdür. İlk kutsal şehir Mekke-i Mükerreme'dir. İkinci kutsal şehir, Taybe olarak da anılan Medine-i Münevvere'dir.
Kudüs, müslümanların yüreğinde ve inançlarında ilk kıble, İsra ve Miraç şehri, Kutsal şehirlerin üçüncüsü, peygamberlik ve bereket diyarı, ribat ve cihat yurdudur.
Bu kitabı okuduysanız Kudüs hakkında hiçbir şey bilmiyor olsanız bile artık bir şeyler konuşabilecek seviyeye gelmişsiniz demektir. Bir Müslüman olarak Kudüs'ün İslamdaki yerini ilk kıblemiz olmasını, İsra ve Miraç yeri olması Mekke ve Medineden sonra 3.kutsal şehrimiz olduğunu, kendisinin ve çevresinin bereketli kılınan topraklar olmasını, Peygamber ve cihat yurdu olması gibi bilgilere haiz olup; bu bereketli topraklarda Yahudi ve siyonistlerin Kudüs'ü yahudileştirme çabalarını, siyonistlerin Kudüs ve Müslümanlar üzerinde gerçekleştirmeye çalıştıkları hain planlarını, Mescidi Aksa'nın altından tünel kazıp, bizim değerli mescidimizi yıkıp üzerine Süleyman heykeli yapma hayallerini... vs daha nice bilgileri öğrenmiş olursunuz. Kudüs sadece Filistinlilerin ya da Araplarin davası değil tüm dünya Müslümanlarının ortak davasıdır. Yahudi ve siyonistlerin Nil'den Fırat'a, Lübnan'dan Hicaz'a kadar kurdukları sınır hayallerini gercekleştirmelerine asla imkan vermemeliyiz. Bu bereketli topraklar bizimdir. Ne olursa olsun her daim bu bölgede cihat etmek, burayı korumak için elimizden ne gelirse yapabilmek bizim boynumuzun borcudur.
Bu bizim ortak davamızdır. Kudüs Müslümanlarındır.
israile ve onun destekçilerine her daim düşmanlığımız ve boykotumuz inşaAllah devam edecektir.
Allah'ın İzniyle İslâmi Uyanış Asla Ölmeyecektir.
Bu toprakları işgal edenler, nasıl birtakım dinî gerekçe ve vaatlerle bize karşı savaşıyorlarsa, bize düşen misliyle onlara karşılık vermemizdir. Onlar Tevrat'a dayanarak bizimle savaşmaları halinde biz de Kur'an'a dayanıp onlarla savaşmalıyız. Onların referansı Talmut ise bizim de referansımız Buharî ve Müslim olacaktır. Onlar, "Bizim kutsal günümüz Cumartesi'dir" diyecek olurlarsa onlara, "Bizim de kutsal günümüz Cuma'dır" diyeceğiz. Onlar için önemli olan "Heykel" ise bizim için önemli olan "Aksa"dır. Şayet onlar, Yahudilik bayrağı altında birleşip bize karşı savaşırlarsa bizim de İslâm sancağı altında birleşip onlara karşı savaşacağımız muhakkaktır. Onlar, ordularına Musa ismini verecek olurlarsa biz de o vakit ordularımıza Musa, İsa ve Muhammed -Allah'ın salât ve selâmı üzerilerine olsun- isimlerini vereceğiz. Zīra bizler Hz. Musa'ya (a.s) onlardan daha lâyık ve onda daha hak sahibiyiz.
Türk ve İngiliz arşivlerindeki tarihi vesikalar, İttihat ve Terakki Cemiyetinin yapı itibariyle Türklükle ve İslâm'la ilgisi olmadığını belgelemektedir. Kuruluşundan beri başkanları ve yöneticilerinden Türk asıllı olan bir kişi bile çıkmamıştır. Örneğin Enver Paşa'nın babası Polonyalıdır. Cavit, dönme Yahudilerdendi. Karasu, İspanya Yahudilerindendi. Talat Paşa Bulgardı. Ve Roman asıllı bir aileden geliyordu. Görünüşte İslam'ı seçenlerdendi. Ahmet Rıza, yarı Çerkez yarı Macardı. Nesim Ruso ve Nesim Mazliyah her ikisi de Yahudi idi. Sultan II. Abdülhamit'e karşı ayaklanıp onu tahttan indiren 'Jön Türkler hareketinin de en aktif üyelerindendir.
Filistin sadece Filistinlilerin mülkü değildir.Kudüs de bir tek onların Kudüs'ü değildir. Aynı şekilde el-Âksa da sadece onların el-Âksa'sı değildir. Bilakis bu kutsal değerlerin tümü bir ucundan diğer ucuna tüm İslâm dünyasının mülküdür. Bunlar, belli bir kuşağın değil kıyamete kadar gelecek tüm Müslüman kuşakların mülküdür.