Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayber, Hayber Yâ Yehûd, Ceyşu Muhammed sevfe ye'ûd!" (Haber'i hatırlayın ey yahudiler Hayber'i! Muhammed'in ﷺ ordusu dönecek geri!)
Sayfa 114Kitabı okudu
Tarih, ibretlerin hazinesi ve nesillerin öğretmenidir. Tarih bizlere Yahudileri, toplumlar arasında başkalarının sırtından geçinen, onlara dayanarak hayatlarını sürdüren asalaklar olarak tanıtmaktadır. Onlar yaşadığı toplumda yediren değil yiyen, veren değil hep alan ve daima başkalarının enkazı üzerinde yükselmeye çalışan kimselerdir. Onlar kendi menfaatlerinden başkasını tanımayan bencil kimselerdir. Kendilerinden başka kimseye güvenmezler. Sadece kendileri için faydalı olanı tutar başkalarının değerlerini, inançlarını ve ideallerini hiçe sayarlar. Herkes için önemli olan bu hususlar, onların amaçlarına hizmet etmiyorsa önemsizdir; ayaklar altına alınmalıdır.
Reklam
İslâm, yıkmak ve bölmek için değil, onarmak ve tamamlamak için gelmiştir.
Tefsir âlimlerinin bir kısmına göre, Yüce Allah'ın; "Tîn'e ve Zeytûn'a, Sina dağına ve bu güvenli (emin) beldeye andolsun" ayetlerinde kastettiği şehir, içinde incir ve zeytinin bol miktarda yetiştiği Beyt'ül Makdis'tir.
Sayfa 16 - Tin, 95/1-3Kitabı okudu
Sünnetullah gereği güçlü, sonsuza dek güçlü kalmayacağı gibi, zayıf da sonsuza dek zayıf kalmayacaktır. Güçlüyken zayıf düşenlere tanık olduğumuz gibi, zayıfken güç kazananlara da tanık olduk. Üstünken zillete düşen, zelilken de üstün duruma gelen nice kavimler gördük. Gerek tarih gerek günümüz buna dair örneklerle doludur.
Sultan II. Abdülhamid, onlara şu cevabı vermiştir: "Yahudiler, Osmanlı sınırları içerisinde Filistin hariç istedikleri yerde güven içerisinde yaşayabilirler. Osmanlı Devleti'nin kapısı tüm mazlumları açıktır. Ancak Filistin'de temeli din olan bir Yahudi devletinin kurulmasına asla izin vermeyiz. Göç ederek Osmanlı topraklarına gelen Yahudilere düşen, Osmanlı vatandaşlığına girmek ve imparatorluk sınırları içinde halka tatbik edilen kanunlara uymak olacaktır."
Reklam
Terörist israil
İsrail, dünyanın en büyük teröristidir. İsrail, bir devlet terörü ve bir terör devletinden ibarettir. Zulmü ve işkenceyi, evleri yıkmayı ve insan haklarını çiğnemeyi meşrulaştıran bir devlettir.
Sayfa 150 - NidaKitabı okudu
Yahudilerle Mücadelemizin Gerçek Sebebi :
"Gerçek şu ki Yahudilerle aramızdaki savaş, tek bir sebepten dolayı başlamıştır. O da hiç kuşkusuz topraklarımızı-bir İslâm toprağı olan Filistin'i- işgal etmeleri,bu toprakların öz sahipleri olan halkımızı yurtlarından sürüp çıkarmaları ve yabancı varlıklarını silah zoruyla ve kan dökerek bize dayatmalarıdır. Kılıç konuşmaya başlamış ve kalem susmuştur. Yahudilerle aramızdaki savaş, söz konusu sebepler var olduğu sürece devam edecektir. Dolayısıyla, işgal ettikleri topraklar üzerinde ki hak iddialarını meşrû kılacak hiçbir barış kabul edilmeyecektir. Zira her ne şekilde olursa olsun Müslümanlardan hiç kimse bir İslam toprağından feragat etme hakkına sahip değildir. Olsa olsa itrail ile aramızda-uzun veya kısa-bir süreliğine ateşkes yapılabilir. Taraflar arasında çatışma durur ve bir barış ortamı hâkim olur. Bazı konularda ilişkiler iki taraf arasında karşılıklı olarak devam edebilir. Son derece garip olan'barış karşılığı toprak' formülü,düşmanın işgalci zorba mantığının bir üründür. Toprak bizim toprağımız; onların değil ki barışları karşılığında lutufta bulunurcasına onu kalkıp bize versinler!!! En nihayetinde bu aksak barışı itrail bile reddetmeye başladı. Çünkü o"hiçbir şey vermeden her şeyi almak istiyor."
Mevcut yerel ,bölgesel ve ulusal şartlar, israilin her gün tanık olduğumuz despotluk ve zorbalığına katkı sağlamıştır. Bu şartların başında Filistinlilerin “teslimiyeti, Arapların “acizliği” Müslümanların zaafı ve güçsüzlüğü , amerikanın mutlak desteği ve himayesi ve dünyanın sessizliği gelmektedir. Acaba israil, kendine hizmet eden bu şartların sonsuza dek süreceğini ve rüzgarın hep onun istediği yöne eseceğini mi zannediyor?
Reklam
Zalimlerin ittifakı felaket İhtilaf etmeleri ise rahmettir.
Müslümanlar, Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e sahip çıkma sorumluluğunu kendi izzetine ve değerlerine sahip çıkma sorumluluğu olarak algılamalıdır.
Ebu Zerr'in (radıyallahu anh) rivayet ettiği bir başka hadis ise şöyledir: "Hz. Peygamber'e ﷺ "Ya Resûlallah! yeryüzünde ilk önce hangi Mescit inşa edildi?" diye soruldu. Resûlullah ﷺ "mescid-i haram" buyurdu. "Sonra hangisi?" diye soruldu. Resûlullah ﷺ "Mescid-i Aksa" diye cevap verdi.
Sayfa 14 - Buhari, MüslimKitabı okudu
"Anlaşmalar, güçlünün zayıfa karşı kullandığı baskı araçlarıdır."
Mescid-i Aksâ'sız ve Kudüs'süz bir Filistin Bir anlam ifade eder mi? Kudüssüz bir Filistin Gövdesiz baş gibidir!
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.