Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şiir Sanatı, Mutlu olma Sanatı, Komedi Sanatı
_Lord Byron_ _Ey güzel okur! Bir kez burnunu uzattığın bu sayfaların içinden bir daha çıkamayacağına ant içerim! _Tabuttaki ceset gibi yalnızdım. Yalnızdım bir bulut gibi. Yalnızlık dediğim haremindeki sultanınkidir. Mağarasındaki bir münzevinin değil. Hava saydam, gök mavi ve toprak kıvançlıyken, görünmekten hoşlanmayan, çatık kaşlı bulut gibi
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu. _Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi. _Yücelmek için özür
Reklam
Araf (öykü)
KISIM 1 Derin derin soluduğu sigarasını öfkeyle yere atıp bir güzel ayağıyla çiğnedi. Önce derince nefes alarak onu yok olma noktasına getirmiş sonra da ayağıyla iyice ezerek intikamını almıştı sigaradan. Hava hafifçe yağmurlu ve rüzgarlıydı. Onun bu havaları sevdiğini biliyordum. Ama ne hikmetse bu kara hava bile onun keyfini yerine getirmiyordu.
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
The Last Psychiatrist[Narcissus]
Dikkatli dinliyor musunuz? I. Bu, hikayenin bildiğiniz hali: “Narcissus kendi yansımasına aşık olacak kadar kendine aşık bir adamdı. Başka kimse onun için yeterince iyi değildi. Havuzdaki yansımasına baktı ve söndü gitti.”
- insanlar. binlerce hayatın sonunu gördüm; genci, yaşlısı. her biri gerçekliğinden emindi. duyumsal tecrübelerinin oluşturduğu amacı ve anlamı olan özel bireyler. biyolojik bir kukladan fazlası olduklarına o kadar emindiler ki. gerçek er ya da geç ortaya çıkar ve herkes görür. ipler kesildiğinde herkes aşağıya düşer. her bir beden, dürtülerinden daha fazlası olduğuna öyle emin ki. tüm o işe yaramaz danslar, yorulmuş zihin arzu ile cehaletin çarpışması.  bahsettiğim şey bu. zaman, ölüm ve beyhudelik hakkında konuştuğumda bahsettiğim şey tam olarak da bu. işin başında daha büyük fikirler var. çoğunlukla, toplum olarak bizim ortak illüzyonlarımız bunlar. aralıksız 14 saat cesetlere baktığınızda düşündüğünüz şeyler bunlar oluyor. gözlerinin içine bakarsınız, resimde olsalar bile. ölü ya da canlı olmaları fark etmez, yine de okuyabilirsiniz. ve ne görürsünüz biliyor musunuz? ölümü iyi karşılamışlar. ilk başta değil ama tam o son anlarında. belirgin bir rahatlama, çünkü korkuyorlardı. ama şimdi ilk defa gördüler, her şeyi bırakmanın ne kadar kolay olduğunu. ve o son nanosaniyede gördüler. ne olduklarını anladılar. sen, kendin bu büyük drama hiçbir zaman küstah ve aptal arzulardan ibaret geçici bir çözümden başka bir şey değildi. ve öylece bırakıp gidebiliyorsun, hayatına o kadar da sıkı sıkıya tutunmak gerekmediğini görerek.  fark ediyorsun ki; tüm hayatınız, sevginiz, nefretiniz, hatıralarınız, acılarınız hepsi aynı şeydi. hepsi bir rüyaydı, kilitli bir odada sakladığımız rüya. insan olduğuna dair bir rüya. ve birçok rüyada olduğu gibi bunun da sonunda canavar var. TD 1x season
Reklam
"Kendine aşık olmak Narcissus'un cezasıydı."
I. Bu, hikayenin bildiğiniz hali: “Narcissus kendi yansımasına aşık olacak kadar kendine aşık bir adamdı. Başka kimse onun için yeterince iyi değildi. Havuzdaki yansımasına baktı ve söndü gitti.” Ama hikayenin tamamı bu değil: Narcissus doğduğu zaman annesi Liriope onu kör falcı Tiresias’a götürdü ve bir kehanette bulunmasını istedi: “Ömrü uzun
- insanlar. binlerce hayatın sonunu gördüm; genci, yaşlısı. her biri gerçekliğinden emindi. duyumsal tecrübelerinin oluşturduğu amacı ve anlamı olan özel bireyler. biyolojik bir kukladan fazlası olduklarına o kadar emindiler ki. gerçek er ya da geç ortaya çıkar ve herkes görür. ipler kesildiğinde herkes aşağıya düşer. her bir beden, dürtülerinden daha fazlası olduğuna öyle emin ki. tüm o işe yaramaz danslar, yorulmuş zihin arzu ile cehaletin çarpışması. bahsettiğim şey bu. zaman, ölüm ve beyhudelik hakkında konuştuğumda bahsettiğim şey tam olarak da bu. işin başında daha büyük fikirler var. çoğunlukla, toplum olarak bizim ortak illüzyonlarımız bunlar. aralıksız 14 saat cesetlere baktığınızda düşündüğünüz şeyler bunlar oluyor. gözlerinin içine bakarsınız, resimde olsalar bile. ölü ya da canlı olmaları fark etmez, yine de okuyabilirsiniz. ve ne görürsünüz biliyor musunuz? ölümü iyi karşılamışlar. ilk başta değil ama tam o son anlarında. belirgin bir rahatlama, çünkü korkuyorlardı. ama şimdi ilk defa gördüler, her şeyi bırakmanın ne kadar kolay olduğunu. ve o son nanosaniyede gördüler. ne olduklarını anladılar. sen, kendin bu büyük drama hiçbir zaman küstah ve aptal arzulardan ibaret geçici bir çözümden başka bir şey değildi. ve öylece bırakıp gidebiliyorsun, hayatına o kadar da sıkı sıkıya tutunmak gerekmediğini görerek. fark ediyorsun ki; tüm hayatınız, sevginiz, nefretiniz, hatıralarınız, acılarınız hepsi aynı şeydi. hepsi bir rüyaydı, kilitli bir odada* sakladığımız rüya. insan olduğuna dair bir rüya. ve birçok rüyada olduğu gibi bunun da sonunda canavar var. T.Detective
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.