Politik anlamda kadınlar hakkında edilecek kelamları, binbir farklı tartışmanın içinde derinleştirmek mümkün fakat ben yalnızca bizden bahsetmek istiyorum. Ekseriyetle arkadaşlığımızdan. Kadınlık üzerine düşünmeye başlamam hangi yaşlara denk geldi, çok da emin değilim. Çalışan bir annenin kızı için tek dileğinin parasal anlamda özgür olduğu bir
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Reklam
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
Herkes yılbaşı planlarına başlamış, bir de utanmadan "sen ne yapacaksın yılbaşında, planın vardır herhalde" diyor. Bizim gibi insanların planı olmaz, arkadaşlarla toplanıp bir mekana gitmek gibi huyumuz yoktur. Sevmediğimizden yahut gidemediğimizden değil, birlikte gidebilecek kimsemizin olmamasından.. Öyle gece yarısına kadar dışarıda takılıp geri sayım yapmayız, televizyonun başında bekler televizyon programların geri sayımını izleriz. Hatta bazen yatar pozisyonda telefonun saatiyle bile yıl başına girer, 'aaa 3 dakika olmuş yeni yıla gireli' bile deriz. Çoğumuz bilgisayar başında girer aslında. Tüm her şeyden uzaklaşıp stres atmak, kafa dağıtmak için. Hiçte öyle eğlenceli müzikler dinlemeyiz o an, yeni yılımızı kutlayan da olmaz. 3,5 sekme olur tıklar dururuz. Bazen de içeriden 'hadi yat geç oldu' seslerini duyuyor gibi oluruz. Bizim için yeni yıl, yarının tatil olmasından ibarettir. Bir yere tarih atarken, yanlışlıkla geçen yılın tarihini yazınca bile anlayabiliyor insan, bazı şeylerin ne kadar basit ve eğlencesiz olduğunu.
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya)
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ I. Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı;
SAYIKLAMA Gelip gidiyorlar vızıltılar, telefonlar, kokular kör olmak çok zor. Dün bütün gün gözkapaklarımın üstü bantlı dolaştım, ne tuvaleti bulabildim, ne yemeği. Her yerim morardı, keşke kör olmasaydım; herkes her şeyin yerini değiştiriyor. Kahvaltılıkları buzdolabının 4. katına yerleştirmek zorunda olmamak çok güzel çıktım bir sigara yaktım.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.