"Biraz kızgınım.
Birazıyla üzgün.
Nefret dolu içim.
Ve ölüm bir gerçeklik.
Dallarımdan düşen düşene..."
Kelimelerimi bulamıyorum.
Nerde kaybettim ki, onları
"Gece bulanık, kırmızı şarkılar ve müzik.
Duvar, nefessizlik
Uzanan yabancı eller
Bir oyuncak bebek
Çığlık ve kapı
Ve düşüncede Mavi
Çıkarmıyız sabaha..."
Herr Atac
"Ve yanılmıyorsam yalnız insanların,
Kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman.
Mesela o zamanlar
Mutsuz olduğunda insanlar,
Yok olurmuş bazı dakikalar..."
Sevgili MADAK
" Bilinmez şarkılar yükseliyor.
Dallarımdan düşen hüzünleriyle
Ruhumla oynayanlar dolu.
Ve boşluklarım hiçliğin karanlık çıkmazı.
Işte yaşamın ağır heyecanı.
Ve yorgun düşüncelerimin karanlığı.
Işte terkedişler.
Gitmeler, bir daha sormayanlar.
Dünyam kalabalık oysa.
Yalnızlığın çığlıklarıyla."
Herr Atac
ÖZET
"Burada doğdum. Çok büyümedim. Bir ay önce annem öldü. Onu severdim. Bana benzerdi. Bazı haksızlıklar oldu. On sekiz yaşındayım. Daha liseyi bitirmedim. Iyi bir öğrenci değilim. Annemi burada bırakıyoruz. Yalnız kaldım. Uzun yazmayı sevmiyorum. Kadınca bazı dertlerim var. Utanıyorum. Annem gibi ölmüş olmayı isterdim. Fakat, annem gibi genç yaşta ölmekten de korkuyorum. Beni anlayacak biri çıkarmı acaba? Bugün salı."
Özetin altına, bulunduğu şehrin adını yazdı ve o günkü tarihi attı.
Sevgi...