Vergilerin sürekli olarak ağırlaşması, topluluğa ait toprakların yağma edilmesi, kentlerin çoğunun yıkımını çabuklaştırıyordu ve kent yapısının gittikçe artan ön çatlaklarını derinleştiriyordu.
Yine bir #şiirgecesi sonrasından merhaba️
#didemmadak okudunuz mu hiç? Şiirleriyle önümüze serdiği kısacık, çileli bir ömürdür onunkisi.Hani belki sadece çocuk Didem mutlu olmuş diyeceğim ama çocukluğu da öyle kısa sürmüş ki.13 yaşındaymış annesini beyin kanserinden kaybedip büyümek zorunda kaldığında. Annesizlikten şair oldum ben der ve
Yine bir #şiirgecesi sonrasından merhaba️
#didemmadak okudunuz mu hiç? Şiirleriyle önümüze serdiği kısacık, çileli bir ömürdür onunkisi.Hani belki sadece çocuk Didem mutlu olmuş diyeceğim ama çocukluğu da öyle kısa sürmüş ki.13 yaşındaymış annesini beyin kanserinden kaybedip büyümek zorunda kaldığında. Annesizlikten şair oldum ben der ve
Muhteşem yüzyılı defalarca izleyip, Hürremin hayatını çok fazla araştırmış biri olarak bu kitabı da görünce hemen aldım. İlk günden bölüm ikiye kadar geldim ve şimdiden okuduklarım bile beni şok etti. Valide Sultan'ın mahidevranı başlarda sevmedigini ve Hürremin hareme girmesini istediğini bunu dizide yanlış yansıtıldığıni biliyordum fakat Hürremin ilk çocuğunun kıskaca Osmanlı veliahtinin kapıkulundan olma iddiası yabancı yazarın Osmanlı ve Türkleri lekeleme çabası olduğunu düşünüyorum.
1 hafta sonra
Kitabı bitirdim. Evet şehzade selim belki kapikulundan olabilir ama Hürrem ölmeden önce k nefreti ve yaşanılanlara asla inanmak istemiyorum. Muhteşem Süleyman nasıl böyle acı içinde kalabilir? Açıkçası sonu beni tatmin etmedi ve hala karalama politikası olduğunu düşünüyorum. 35 sene boyunca asla sevmeyip sürekli nefret etmesi ve bunu öldüğünde bile bu şekilde yansıtması bana hiç olabilir gelmedi. Böyle olsaydı Süleyman mezarını Hürrem in yanına koymazdı. Dili çok akıcıydı ama bu yazarın başka tarih kitabını alıp okumam. Masalsı şekilde anlatılmıştı. Bazen hiç bitsin istemedim. Kitaplığımda durur mu bilmiyorum. Hürrem Sultan zekasına çok imrendiğim bir kadın. Süleyman ve Hürrem aşkı da çok inandığım bir aşk. Kitap bunun çok zıttı bir halde bitiyor o yüzden İlber Ortaylı gibi bir Türk araştırmacı keşke yazsa ve onun kitabı kalsa raflarimizda,bunu sanmıyorum ki kütüphanemde bırakayım
Zeze ile nihayet tanıştık. Bana hiç yabancı gelmedi çocukluğu. Aynı suyu farklı topraklarda içmiş, aynı oyunları ve acıları gökyüzü altında birbirinden uzak evlerde yaşamışız. İnsan çocukluğunda erişkin vaziyete gelip orada çocukluğunu araması kim bilir kaç defa bu tekrara düşmüşüz. Hayatın çelişkili yetişkinliği ve yokluğun içerisinde çocukluğunu aramanın zira "çocuklar için başka dünya da yaratılabilir" düşüncesi zihninizde canlanıyor. Zeze gibi yaşayan çocukların Şeker Portakalları'nın yeşermesi dileğiyle...
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022232,4bin okunma
"yabancı bir ülkede, daha önce hiç gelmediğimiz bir yerdeyiz. tepemize inmiş bir bâdirenin altında eziliyoruz. ve belli ki, bütün yenilgilerin başlangıçlara açılan bir kapı olduğundan haberimiz yok.."