376 syf.
3/10 puan verdi
BEN BUNU NEDEN OKUDUM? Koca kitapta iyi olan hiçbir şey yoktu. Karakterler tutarsız, diyaloglar sırf birileri alıntı yazsın diye yazılmış gibi şişirilmiş, olay örgüsü öyle mantıksız ki kitap bittiğinde elinde hiçbir şey olmuyor, sorularının cevaplarını da alamıyorsun, neden böyle olduğunu da öğrenemiyorsun. Diyaloglar... Çok yapmacık, hiç gerçekçi değil. Hatta oldukça çocukça. Sürekli katliam yaratan,insan öldürürken dans eden adamlara böyle çocuksu cümleler kurdurmak bende en ufak bir sempati bile yaratmıyor açıkçası, daha çok cringe hissettiriyor. Olay örgüsü...İlk kitapta Asır'ın öleceğine inanmadığım biraz da Defne'nin ne yapacağını merak ettiğim için ikinci kitabın da birazını okudum. 150 sayfa geçti yine elimde hiçbir şey yok. Yeni gizemler yaratmak yerine önceki gizemleri yavaş yavaş çözsek olmaz mıydı? Toplasak 500 sayfa okudum yine de kızın babası suçlu mu suçsuz mu bilmiyorum mesela. Ya da Asır ile aralarında ne ara bu kadar güçlü bir aşk doğdu? Çünkü zaten kız ilk kitabın ilk 200 sayfası kaçıp duruyordu. Sürekli öldürülmeye çalışıyor, her seferinde kurtuluyor. 9 canlı mübarek. Olay akışında bir mantık yoktu açıkçası.Labirentin içinde koşuşturan bir fare gibi hissettim sürekli okurken. Bir okur olarak da böyle hissetmekten hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Seriye daha fazla devam etmeyeceğim çünkü süslü ama cringe diyaloglar yüzünden merak duygum da köreldi gitti. Siz de eğer kaliteli kitap okuyayım, kız güçlü olsun, enemies to lovers olsun, gizem olsun, aksiyon olsun diyorsanız bu kitabı boşverin. İnanın hiçbir şey kaybetmezsiniz.
17 Numara - Katliam
17 Numara - KatliamFatma Şamata · Artemis Milenyum · 20231,065 okunma
9/10 puan verdi
Carmilla yoksa Mircalla mı desem?
Antik uygarlıklardan beri varlığını sürdüren vampirler, geçmişin izlerinde mit ve folklorik canlılar olarak karşımıza çıkarken edebiyatın ve sinemanın da işin içine girmesiyle popüler kültürün vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Babillerde; Lilitu, Lamashtu, Ekimmu gibi şeytani varlıklar vampir mitinin ilk kökenlerinden biridir. Lilitu,
Vampir Carmilla
Vampir Carmilla · Ren Kitap · 20183,600 okunma
Reklam
123 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
57 günde okudu
Bir Düşüşe Sevinmek
TDK, oksimoronu “Zıt anlamlı iki kelimenin bir arada kullanılması,” olarak tarif etmektedir. Edebiyatta, özellikle öykülerde bu zıtlık, okuru ilk bakışta yakalayan, sorgulatan ve daha dikkatli okumaya sevk eden bir cazibeye sahiptir. Talan kelimesini duyduğumuzda aklımıza ilk önce yıkım gelir ve bu tanım sevince dair hiçbir işaret barındırmaz.
Bir Talanın Sevinci
Bir Talanın SevinciGülnaz Eliaçık Yıldız · Şule Yayınları · 202328 okunma
Bu, bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunu söyleyebilirim: Ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim. Hem de çaresizliğini kabullenemeyen bir kuş gibi. Hele bir de, kuşun içgüdüsel olarak kas ve sinir sistemine yayılan denetlenmesi olanaksız bir refleksle kanadının ucunu kaldırmaya, tüylerinin yelpazesini
Sayfa 26 - 27 / Everest YayınlarıKitabı okudu
Kalem, Kağıt (2022)
O kadar fazla şey birikti ki kursağımda. Yaşayamadığım koca çocukluk; eğlenememem, gülememem, bir kere sevgi ve güven nedir, sırtını yaslayacak birinin olması nasıldır, hayatını kendini korumaya ve her şeyi tek başına halletmeye çalışmadan, ne istiyorsan onu yaparak/öğrenerek geçirmek ne hissettirir? Ya en dolu dolu geçmesi ve yolumu çizmeye başlamam gereken ergenlik? Aşkın ve arkadaşlığın o sıcak, güvenli, mutlu ilerleyişi nasıldır acaba? Bir sürü ilgi alanını deneyip kendini tanımanın o çetin ama güzel yolculuğu? Kendini kaybetmek değil bulmak nasıldır? Peki ya şuan içine atldığım yetişkinlik? Artk bir yolda yürüyor, ilişkilerimi, okul-iş hayatımı yoluna koyuyor olmam, sorumluluk almam gereken yaşlarım.. Bir kere bir ilişki nasıl kurulur ergenliğimde öğrenmem gerekirdi; ben kimim, ne istiyor ve bunlar için kendime nasıl bir yol belirliyorum, fakat yapamadım.. Ergenliğim mi suçluydu peki? Yo, yo, yoo, ben mi dedim kendi annesi-babası olup her şeyini kendi halletmek zorunda kalsın diye. Ben mi dedim kendi ailesi de dahil herkes tarafından zarar görsün ve kendini korumaya çalışsın diye. Ben mi dedim bunlar yüzünden bir gün bile çocuk olamasın, 6 yaşında bile bir yetişkin olsun diye.. Ama bu hayat hala benim elimde değil mi? Onu çöpe mi atacağım? Hiçbir şey yaşayamamış biri için ölmek en insafsız cezalardan biri olurdu... Peki ya yaşayacak mıyım? Bütün yaşların/yaşanmışIıkların birbirine geçmiş ve bir sıralamaya sahip olduğu bu dünyada, kaldıramayacağı bir yükü tekrardan omuzlarına yüklemek en insafsız cezalardan olurdu.. Peki ya bu hayatla ne yapılmalı? Bir kalem, kağıt alıp yazmaktan başka ne yapılabilir?...
Mızıldanarak geri çekilmeye çalıştım, dayanılmaz derecede tahrik olmuştum. Sertleşen ucu dişleriyle yakalayarak kıstırdı beni. Başımı eğdim, gözlerimi, emdikçe içeri çöken yanakları­ na perçinledim. Ağzının sıcaklığının içinde, dili meme ucumu yalıyor, güzel boynu her yutkunuşuyla oynuyordu. Kası­ lıp titreyen apışaram ritmik emişlerine
Sayfa 245
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.