İnsanın çömlekten farkı olmamalı.
Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil, içinde ki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil HİÇlik bilincidir.
Bu soyutlama, bu ölümcül hiçlik, tüm içeriği mutlak olarak
boşaltılmış bu gerçek yokluk, Tanrı olarak; tek gerçek, ebedi , kadiri mutlak varlık olarak ilan edildi. Gerçek Tüm , yokluk; mutlak
yokluk ise, Tüm oldu . Gölge, öz haline geldi; öz , bir gölge gibi
kayıplara karışıp yitti
Erimekte şimdi zaman ve dokunuyor bana
madeni ve net bir saat vuruşuyla:
titriyor duyularım.Hissediyorum:yapabilırim
ve yakalıyorum saydamlaşan günü.
Tamamlanmamıştı hiçbir şey,
ben bakmazdan önce,
durgundu henüz, ne varsa oluşmakta olan.
Olgunlaştı bakışlarım ve bir gelin gibi
kavuşur herkes istediğine.
Hiçlik çok yetersiz benim için, ama seviyorum
yine de ve resmediyorum kocaman,altın zemine.
sonra kaldırıyorum havaya, bilmeksizin kimin ruhunun kurtarıcısı olacağını...
Gittikçe büyüyüp, her şeyi içine alan
daireler gibi yaşamaktayım hayatımı.
Başaramayacağım belki sonuncusunu tamamlamayı,
ama yine de denemektir istediğim.
“Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.”