MUKADDİME Bu mukaddimeyi kaleme alan şahoğlu Ali el-Fârisî diye tanınan Sahvanoğlu Behnûd yazmıştır. Behnûd, Brahmanbaşı olan Hintli bilge Beydebâ'nın, Hindistan hükümdarı Debşelîm için kaleme alıp "Kelile ve Dimne" adını verdiği eserin temel amacını belirtmiştir.
M.S. 2. yüzyıldan itibaren Proto Türk toplulukları arasında yayılan Mahayana Budizmi daha güçlü bir kültürel etkiye sahip görünmektedir. Budizmin 6. yüzyılda Taspar aracılığıyla kısa bir süre için devlet dini konumuna yükselmesi, Budist metinlerin Türkçeye çevrilmesi, Göktürklerin geç dönemde, özellikle Bilge Kağanın mezar hazinelerinde görüldüğü üzere takı tasarımı ve mimari alanında Budist sanattan hayli etkilenmeleri gibi süreçler bu motif akışını tetiklemiş olabilir. Özellikle Bilge Kağana ait olduğu düşünülen altın taç tipik bir Budist sanatı ürünüdür ve araştırmacılara göre bu taç dönemin Budist Çini veya Tacikistanından bir taklit değildir. Daha çok Hint üslubunu andırmaktadır. Tasparin Budist öğretmenlerinin bir kısmının Hintli olduğu düşünüldüğünde bu durum bizi şaşırtmamalı. Elbette Göktürklerin ardından bölgede kurulan Uygur devletinin Moğol İmparatorluğunun son yıllarına dek Budist kaynakları çevirip kozmolojik bakımdan Hint mitleri ve kahramanlarıyla beslendiği unutulmamalı.
Sayfa 216Kitabı okudu
Reklam
Susmak
“Bir Hintli bilgeye öğrencileri en yüce gerçeğin ne olduğunu sormuşlar, o ise bir şey söylemeyerek susmuş. Bir açıklama bekleyerek üstelediklerinde bilge sonunda dayanamayarak demiş ki: "Niçin bana hep aynı soruyu sorup duruyorsunuz? Sorunuzu karşılıksız bırakmadım ki. Şunu bilesiniz, en yüce gerçek suskun olmaktır!”
Sayfa 17
İnsan ve Sembolleri - Arketipler
_Rüyanızda şeytanla mücadele ettiğinizi gördüğünüzde fark edeceksinizdir ki mücadele ettiğiniz yalnızca kendinizdir. Düşünü gördüğümüz kimse, İçimizdeki diğer yandır. Tanrım şükürler olsun ki beni böyle yaratmamışsın. Düş, düşü gören kişiye değil, bir topluluğa, halka, insanların tümüne aittir. Gelecekteki kişiliğimiz çok önceden oradadır ama
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
KALELERİ ANLAMA
Bu bölümü 2. Korintliler 10:1-6 ayetleriyle birlikte okumak yararlı olacaktır. "Sizinle birlikteyken ürkek, ama aranızda değilken yiğit kesilen ben Pavlus, Mesih'teki alçakgönüllülük ve yumuşaklıkla size rica ediyor, yalvarıyorum: Yanınıza geldiğim zaman, bizi olağan insanlar gibi yaşayanlardan sayan bazılarına karşı güvenle takınmak
Reklam
Bugüne kadar adını saklayan en eski Türk ulusu Kırgızlardır. Çinliler, Kırgızları türlü adlarla anarlardı. «Kien‐kuen» (Kien‐kun ) . Kie‐khu (Ki‐ko = Khit‐kut) , Hia‐kia‐sze ( Hakas = Kie‐kia‐sze ) , daha sonra Moğollar çağında da Ki‐li‐ki‐sze derlerdi. Yunancada da Menandre Protector'da Kherkhis adım buluyoruz. Bu söz en eski Çin
C. G. JUNG ve EVRENSEL ARŞETİPLER
Holotropik hallerde ruhumuzun mitolojik fi.gür panteonlarına ve yaşadıkları yerlere gidebildiğini keşfederiz. C. G. Jung'a göre bunlar, kolektif şuurdışının doğasındaki ilksel evrensel ilkelerin tezahürleridir. Arşetipsel fi.gürler iki kategoriye ayrılır. İlki çeşitli evrensel rolleri ve işlevleri olan iyi ve kötü varlıklardır. Bunların en
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.