“Bir gün Oğuz atay'ın kolunun altında bir Dostoyevski, karşılaştık. Pakize’yle evlenmeye karar verdiği günlerdi. Bu ne demiştim. ‘İnsancıklar ‘ dedi.
‘Pakize’ye okuması için götürüyorum. Okuduktan sonra ona evlenme teklif edecegim.’”
Kitabı okumamdaki tek sebep idi. Bir insanın evlilik gibi önemli bir karara bir kitabı bağlaması, kitabı okumam için yeterli bir sebepti.Yani Oğuz Atay'ın kafasını anlamak için okumaya başladım.
Kitap bittiğinde vermek istediği mesajları düşündüm, kitabın değil Oğuz Atay'ın. Benim aklıma iki mesaj geldi. Birincisi, hayatta zaman zaman çok büyük yoksunluklar mevcut olabiliyor (sağlık, para). Kıraç şarkısı gibi annemden kalan bu yüzükle razıysan gel benimle kafası. İkincisi ise Dostoyevski'nin kitapta “Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır. Mutsuzlar, zavallılar, daha mutsuz zavallı olmamak için birbirlerinden uzak durmalıdırlar.” O kadar mutluyuz ki , birbirimizden uzak durmamıza gerek yok. Neden evlenmiyoruzu aklıma geldi .
Not : Günümüzde evlenme teklif ederken, evlilik teklifi edeceğiniz kişi edebiyat aşığı değilse bu kitapla hiç o kunulara girmeyim derim ben.