Doğum sırasında kadınların yaşadığı dayanılmaz acılar düşünüldüğünde aklı yerinde hiçbir kadının bir daha doğurmak istemeyeceği varsayılabilir. Ancak doğumun sonunda ve takip eden günlerde hormon sistemi ağrıyı azaltan ve rahatlamayla beraber mutluluk hissi de yaratan kortizol ve beta-endorfin hormonları salgılar. Bunların yanı sıra bebeğe duyulan sevgi ve arkadaşlar, aile üyeleri, dini dogmalar ve milliyetçi propagandalar sayesinde doğum travması olumlu ve mutlu bir anıya dönüşür. Tel Aviv'deki Rabin Tıp Merkezi'nde yürütülen bir çalışma, doğum anısının genellikle doruk ve son anlardan oluştuğunu, genel sürecin doğum anısının oluşmasında neredeyse hiçbir etkisi olmadığını göstermiştir. Başka bir çalışmada 2428 İsveçli kadından doğumun üzerinden iki ay geçtikten sonra doğum anılarını anlatmaları istenir. Aktarılan deneyimlerden yüzde 90'ı ya olumlu ya da çok olumludur. Bu olumlu bildirimler, kadınların çektikleri acıyı unuttukları anlamına gelmez elbette, yüzde 28,5'i yaşadıklarını hayal edilebilecek en kötü acı olarak aktarır. Ancak bu acı bile deneyimlerini olumlu değerlendirmelerinin önüne geçemez. Anlatıcı benlik bir elinde keskin bir makas, diğerinde kalın uçlu siyah bir kalemle anılarımızla oynar. En korkunç anları sansülerken mutlu sonla biten hikayelerimizi arşivler.
İkinci Pön Savaşı'ndaki Hannibal'ın taktiklerini öğrenerek III. Dünya Savaşı'nda kullanmaya çalışmak zaman kaybıdır. Süvarilerin savaşında işe yarayan yöntemlere siber savaşta ihtiyaç duyulmayacaktır.
Sayfa 71 - Kolektif, 2.baskı
Reklam
Tarihçiler geçmişi tekrar etmeyelim diye değil, geçmişten kendimizi kurtaralım diye geçmiş üzerinde çalışırlar.
Sayfa 71 - undefined
Bütün ülkeler için söz konusu diyebilir miyiz?
21. yüzyılda hem kadınlar hem de erkekler askeri ve ekonomik değerlerini yitirebilirler. İki dünya savaşının kitlelere zorunlu kıldığı askeri hizmetlere artık ihtiyaç yok. 21. yüzyılın gelişmiş orduları en ileri teknolojilere güveniyor. Cephede ölmeye giden erler yerine, iyi eğitimli az sayıda asker, hatta daha da az sayıda süpersavaşçı ve gelişmiş teknolojiler üretmeyi ve kullanmayı bilen bir avuç uzman yetiyor da artıyor bile. İnsansız hava araçlarını kuşanmış ileri teknolojiler ve siber virüsler 20. yüzyılın dev ordularının yerine geçerken generaller her geçen gün daha fazla kritik kararı algoritmalara devrediyor.
Sayfa 321Kitabı okudu
İnsanlar bilinmeyenden korktukları için değişimden kaçınırlar. Ancak tarihin tek değişmezi, her şeyin değiştiğidir.
456 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İlk kitap homo sapiensin geçmişiyle ilgili genel bir değerlendirmeyi içerdiği ve bazı özel anektodlarla okunması zevkli bir hale getirildiği için sevildi ve tuttu. Çünkü tembel milletler olarak meseleleri asıl kaynaklarından değil de böyle özet niteliğindeki eserlerden üstünkörü öğrenip, günlük muhabbetlerde bağlamsız bir şekilde kullanmak hoşumuza gidiyor ve bu yüzden bu tür kitaplar da hep tutar. Ama bence çok tutulan kitabın devamı olan bu kitabın bir pazarlama harikası olarak kayda geçmesi gerekiyor. Yarının Kısa Bir Tarihi alt başlığıyla sunulan kitapta küçük bir bölüm haricinde öncekinde değinilmeyen ve yeni olan herhangi bir şey yok. Gelecekle ilgili mantıklı öngörülerde bulunulması bekleniyordu bu kitaptan, en azından sunulma şekli bende öyle bir beklenti oluşturdu. Ama maalesef iş güzar bir yazarın bilim ve tarih okumayı sevmeyenleri entelektüel olarak söğüşlemesinden öteye gidemiyor bu metin.
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
Homo Deus: Yarının Kısa Bir TarihiYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201712,3bin okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.