Acıklıydı halim. Kitabım yazılmıştı. Dominic Molice'in Trajik Hayatı, babasının kaleminden. Birinci Bölüm: Duvar örmenin Heyecanı. İkinci Bölüm: Kereste Avlusunda Eğlence. Üçüncü Bölüm: Babanın Hayatını Mahvetmesine Nasıl İzin Verilir. Dördüncü Bölüm: Burada Sadık Oğul Dominic Molise Yatıyor.
Yas nasıl Ben'e nesnenin öldüğünü bildirerek ve Ben'e hayatta kalması için prim vererek onu nesneden vazgeçiriyorsa, her ikircikli savaş da, nesneyi değersizleştirerek, yererek ve hatta öldürerek libidonun nesneye saplantısını gevşetir.
Güdülerin ortaya çıktığı ilksel evrede Ben'in kendine yönelik sevgisinin ne denli görkemli olduğunu ve yaşamsal tehditler karşısında ortaya çıkan korkuyla ne kadar devasa bir narsistik libidonun açığa çıktığını görünce, Ben'in kendine karşı nasıl bu kadar kıyıcı olabildiğini anlayamayız. Uzun zamandır, diğerlerine karşı duyduğu öldürme güdüsünü kendisine yöneltmemiş bir intihar eğilimli nevrotiğin varolmadığını biliyoruz, ancak hangi güçlerin etkileşimiyle böyle bir niyetin eyleme geçtiğini anlayamıyoruz. işte melankolinin çözümlenmesi bize, Ben'in ancak nesne işgalinin geri dönüşüyle kendine bir nesne gibi davrandığını, yani tek bir nesneye karşı duyulan ve Ben'in dış dünyadaki nesnelere karşı duyduğu ilk tepkiyi temsil eden düşmanlığı kendine yöneltince intiharı gerçekleştirdiğini öğretir.
Eğer nesneden vazgeçildiği halde nesneye duyulan sevgiden vazgeçilmeyip narsisistik bir özdeşime sığınılırsa, o zaman yerine geçen nesnede, nesneye hakaret eden, aşağılayan, acı veren ve bu acıdan zalimce doyum alan bir nefret harekete geçer. Melankolide kişiye kuşkusuz zevk veren bu zulüm, tıpkı takıntı nevrozundaki benzer olgularda olduğu gibi, aslında bir nesneyle ilgili olan ve bahsettiğimiz yolla kişinin kendisine yönelmiş zulüm ve nefret eğilimlerinden alınan bir doyum anlamına gelir.