Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüda

Hüda
@hudanurguven
Öğrenci
Üniversite
22 Haziran
202 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
"Onun bir dâhi olduğunu söylüyorsun. Böylesine büyük bir dehaysa neden onu yenmek yerine, ondan bir şeyler öğrenmeye çalışmıyorsun!"
Reklam
Bendeki, sizin deyişinizle, bu aşırı hassasiyet istenmeyen bir koşul değil ki! Çalışabilmem için böyle olmam gerekli. Hassas olmayı ben istiyorum. Hiçbir iç deneyimimin benden ayrılmasını istemiyorum! Ve eğer bu içgörülerin bedeli gerilim ise ne yapalım, öyle olsun! Bu bedeli ödeyebilecek kadar zenginim!
Ruh, tek bir mevcudiyet olarak işlemiyor. Zihnimizin bir bölümü diğerlerinden bağımsız hareket ediyor olabilir. Belki ben ve bedenim, zihnimin arkasından bir dolap çeviriyordur. Bildiğiniz gibi zihin, tuzaklarla dolu arka sokaklarda gezinmeye bayılır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür; bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: Bu köprüyü geçip bana gelir misin? İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar örülüverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın.'
'Her şeyin derinine inmek: Bu zahmetli bir kişisel özellik. İnsanın gözlerini hep yorar ve sonunda insan isteyebileceğinden daha fazlasını görür.'
Reklam
'Gördüğü bir şeye yapışıp kalmakta inat eder ama buna sadakat der.'
Kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun çalkantılıları ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; o, ruhu kaplayan deridir.
"Benim de kötü dönemlerim vardır. Kimin yoktur ki? Ama beni ele geçirmiş değil. Onlar hastalığımın değil, benim varlığımın bir parçası. İsterseniz şöyle diyelim; onlarla beraber yaşama cesaretini gösterebiliyorum."
"Fräulein Salomé, ümitsizliklere ilaç, ruhlara doktor yoktur."
"Seni daha bir haftadır tanıyorum, seni sevdiğimi söylemek için daha çok erken olabilir ama herhalde yarına sağ çıkamayacağım için o da çok geç olacak. Oysa insanların en büyük deliliği de bu, yani sevgi."
Reklam
"Oysa yalnızca başından geçen bilir, bu olayın sanıldığı kadar korkunç olmadığını."
"Bana öyle bir ilaç verin ki uykum gelmesin ve yaşamımın geri kalanının her anını yaşayabileyim. Çok yorgunum ama uyumak istemiyorum. Yapacağım çok şey var, hayatın sonsuza dek süreceğini sandığım günlerde hep ertelediğim şeyler bunlar, sonra, hayatın yaşanmaya değmeyeceğine inanmaya başlayınca da unuttuğum."
"... İki seçeneğiniz var: Ya zihninizi denetleyeceksiniz ya da zihninizin sizi denetlemesine izin vereceksiniz. İkincisine alışıksınız zaten korkular, nevrozlar, güvensizlikler içinde savrulup gidiyorsunuz çünkü hepimizin kendini yok etme eğilimi var..."
Parmaklıklı pencerenin ötesinde gökyüzü yıldız doluydu, henüz hilal biçiminde olan ay da dağların gerisinden yükselmekteydi. Şairler dolunayı severler, hakkında binlerce şiir yazılmıştır, oysa Veronika en çok yeniayı severdi çünkü daha gelişecek, büyüyecek, kendi yüzeyini tümüyle ışığa boğacak zaman olurdu, kaçınılmaz yok oluşundan önce.
"Nasıl olduğunuzu öğrenmek ister misiniz?" Veronika, "Nasıl olduğumu zaten biliyorum," dedi. "Ve gövdeme sizin gördüğünüz değişikliklerle hiç ilgisi yok olanların. Olan her şey ruhumda oluyor."
872 öğeden 856 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.