Sana affetmekten asla vazgeçemediğim suçlarımı,
seninle buluşmak için gidemediğim Beşiktaş maçlarını ve intiharımın ipuçlarını bırakıyorum.
Ben sana düşen her yaprağa sela okuyan
aşkların ve şarkıların sözlerini,
belki ağlayasın gelirse diye
Hülya Avşar'ın mavi gözlerini,
ben sana baharı bekleyen
kumruların güzlerini bırakıyorum..
Yani ben sana her şeyimi bırakıyorum..
bilmek, anlamak, kaygı duymak, yapamamak, gündelik hayat, taşra, anlaşılmamak, beşeri zaafiyetler, entelektüel yalnızlık, varoluşsal sancılar, bedensel arızalar, melankoli, sanırım yaşamla aramda kalmış birkaç şeyden biri de bilmek adlı zevk, sanırım sapyoseksüel kelimesini hülya Avşar dile getirince, kendimi bir an samirilerle evlenmiş bir musevinin dediklerine kulak kabarttım; domates pahalı ama evliliğim daha pahalı!
not, böyle bir evlilik mümkün değil!
Hülya Avşar sapyoseksüelim vs dedikten sonra geçen gün birisi herkez zeka sever mesele Sabahattin Ali kuyucaklı Yusuf veya zülfü livaneli huzursuzluk okuyup dünyayı anlamlandırmış insan sevmek'te dedi, tabi bu rüyaydı diye yazmak isterdim ama geçen gün Jean Baudrillard okumaya çalıştım...
Geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir açıklamada "Atatürk dedemin en iyi arkadaşıydı" diyen şarkıcı Hülya Avşar, Ermeni lobisine boyun eğerek Atatürk dizisini yayınlamaktan vazgeçen Disney Plus'a tepki gösteremedi. Konuyla ilgili yorumu sorulan Avşar, ''Bu çok derin bir konu. Ben o konuyu çok fazla irdelemedim. Kimseyi yargılamak istemiyorum." ifadelerini kullandı.
BUNLARIN ATATÜRKÇÜ'LÜĞÜ BURAYA KADAR. Menfaatin olduğu yerde Atatürk'ü de unutuyorlar. Korkaklar. Mustafa Kemal üzerinden ekmek yiyorlar ama ekmeklerini yediği elden güçlü olanlarla karşılaşınca suspus oluyorlar. Menfaatperestler.
Böyle bir kararı Müslüman bir platform almış olsaydı sizce irdelemedim, derin bir konu yargılamak istemiyorum ifadeleri kullanılır mıydı?