Soğuk bir kış akşamı, namaz sonrası içleri ısıtan bir ses var minberde.
Ay gibi bir yüzün vakarı, ara ara beliren tebessümü yüzüme yansıyor. Bekliyorum. Hem hepsini dinlemek istiyorum hem de hiç bitmesin diyorum.
Hayatıma hangi birini taşımalıyım bu güzel cümlelerin? Hepsini nasıl sığdırabilirim ki heybeme?
“Tasalanma onlar işler içine.” diyor bir ses, umut doluyorum.
Evet, ben oradaydım sanki, O’nun(sav) dizinin dibinde. O’nunla konuşmak, O’nu O’ndan dinlemek, O’nun söylediklerini bir bir sarıp saklamak istemek... Bunlar hissettiğim duygulardı bu kitabı okurken.
İncelemeye gelirsek; Arapça aslından çevrilirken orijinalliği bozulmasın diye kitabın yarısı Arapça yarısı Türkçe basılmış. Bu inceliğe kalbimi bıraktım.
Her hutbeden önce hangi konuyla ilgili olduğuna dair başlıklar atılmış, yani bir sorun yaşarsak Efendimiz’in fikrine başvurmak için ilgili başlığı bulmamız yeterli :)
Basımıyla, kapağıyla, kalitesiyle enn önemlisi içindeki o güzel ilimle en sevdiklerimin içinde artık bu kitap.
Seve seve, hevesle tavsiyemdir. İlgililere... :)