Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan,
insan soyunun
Sevgim acıyor...
Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlar da orada yaşadılar
Kadınlar; onlarla yaşamak zor, onlar olmadan yaşamak imkansız. Hayatımın her noktasında en büyük yer kaplayan sevinç ve hüzün onlar. Her başlangıç sevinç her son derin bir matem. Bilmiyorum ya çok duygusallar ya da çok iyi oyuncular onlar. Sanırım erkekler daha duygusallar. Erkekler unuttuğunu sanırken içinde kalan bir sızı ya da kocaman bir acı, bu duygu yüzünden unutamaz yıllarca. Unutamadıkları aklının köşesine oturan bir heykel. Kadın öyle mi unutması ve vazgeçmesi karar vermesine bakar. Erkek sevildiğini sanarken kadının aradığı sadece güvenli bir liman. Liman taaruza uğrarsa terk eder ve bahanesi güçsüzlüğüdür. Sen beni yalnız bıraktın demesi onu haklı olduğunu anlatan senettir senin ne durumda olduğun ve kapasitenin ne olduğu önemli değildir. Peki kendime dönünce ne istiyorum güzel bir kadın mı? Güvenilir mi? Yoksa güçlü biri mi? Aşık mı olmak istiyorum? Evlenilecek biri mi? Huzur mu istiyorum? Dünya hayatında yükümü hafifletecek bir ortak mı aradığım? Ne istiyorsun Burak? Bu sorulara tek bir cevap verebilirim ; doğru kadın.
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı...
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Bazen kokuların duygularla özleştiğini düşünüyorum.
Bebek kokusu; UMUT...
Yağmur sonrası toprak kokusu; HUZUR...
Çiçek kokusu; MUTLULUK...
Ve kahve kokusu...
İşte o tam bir duygu yoğunluğu;
HÜZÜN, SEVİNÇ, AŞK, TUTKU, ÖZLEM
Bugün Huzursuzluğun Kitabı'ndan bir alıntı aklıma geldi:
"Hissetmek; ne renktir acaba?"
İşte bu kadar uzağım bir şeyler hissetmeye. Hissetmek neye benziyordu, içimizde neler dönüyordu o zaman geldiğinde? Her sevinç ve her hüzün bir süre sonra azalarak bitiyor (du sanırım). Benimkiler uzun zamandır hiç başlamadı. Belki bu durumdan bile