Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hüzün ve sevinç, insanların içinde yan yana, neredeyse birbirinden ayrılmayacak gibidir; fark edilmesi zor, akıl almaz bir hızla birbirlerinin yerini alırlar.
Acıyor
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum Dikey ve yatay mutsuzluktan Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun sevgim acıyor Biz giz dolu bir şey yaşadık Onlar da orada yaşadılar Bir dağın çarpıklığını
Reklam
Nasıl ki, ağrı sızı cesedin hastalığıysa, hüzün de ruhun hastalığıdır. Yemek vücudun gıdası olduğu gibi sevinç ve ferah da ruhun gıdasıdır.
Bütün Mevsimler Güz
Bütün mevsimler güz, vakitler ikindi Turuncu bir sis inmiș gözlerinin burcuna Durarak ve uzun uzun bakıyor her şeye... Kimseler fikrini sormuyor nicedir Çoktan çıkmış hükmünden çocukları Korkarak basıyor evinde bile yere... Suyu seviyor en çok, kiraz ağacını, bahçedeki cevizi Çocukların oyunlarını bir de Kaldırıp topraktan başını uzun namazlara duruyor Birazcık saygı giderayak dünyadan beklediği... .... Ey hüzün.. Çocuğum benim, annem, efendim Ay buluttan sıyrılır, sulara gün vurur Gibi ince, ışıklı, sevinç içinde Çekip alsam bütün camlardan seni...
Fakat artık sevinç ve kederden bir şey anlamıyordu. Alıştığı hüzün, esas tabiatı olmuştu.
Birden düşümde koltuğa oturmuş durumda tabancayı elime aldığımı ve kalbime, başıma değil kalbime dayadığımı gördüm; oysa önceden kesinlikle tam şakağıma ateş etmeyi düşünmüştüm. Göğsüme tabancayı dayadıktan sonra bir iki saniye bekledim; mum, masa karşımdaki duvar birden hareket etmeye, dalgalanmaya başladı Hemen tetiğe dokundum. Bazen düşünüzde
Sayfa 777 - 778, 779, 780, 781, 782 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
8
Sen ki bir müziksin, müzik dinlerken bu hüzün niye? Sevinç sevinçten hoşlanır, tatlı çatışmaz tatlıyla. Peki canını sıkan şeyi sen niye dinliyorsun öyleyse; Sıkılıp dertlenmek hoşuna mı gidiyor yoksa Uyum içinde birbirine eşlik eden seslerin Anlamlı beraberliği kulağına hoş gelmiyorsa, Bağlantıyı kuramadığını görüyorlar da senin Kınıyorlar herhalde seni bu yüzden tatlılıkla. Dinle bak her tel güzelim eşine nasıl uymuş; Her biri ses veriyor ötekine, gelince sırası, Babayla oğul ve mutlu ana bir araya gelmiş, Birbirine uymuş, bir ezgiyle okşuyorlar kulakları. İşte çok sesten oluşup tek sese dönüşen şarkıları, Tek kalırsan hiç olursun, diye sana seslenen bir uyarı.
Yani her şeyin biraz sevinç ve biraz hüzün olduğu.
Hüzün ve sevinç, insanların içinde yan yana, neredeyse birbirinden ayrılmayacak gibidir; fark edilmesi zor, akıl almaz bir hızla birbirlerinin yerini alırlar.
Sevinç ve Hüzün
O gün bugündür , avcılardan biri ötekinin çift gördü­ğünü söylerken, öbürü de "Dostum biraz kördür!" der.
Reklam
Muvelleh kelimesi Arapça "veleh" kökünden türetilmiştir. Veleh kelimesi ise, sözlüklerde hüzün, şiddetli vecd, üzüntü, sevinç veya korkudan dolayı aklın gitmesi, hayrete düşmek, çılgına dönmek, kendini kaybetmek gibi anlamlara gelmektedir. Tasavvuf ıstılahları sözlüklerinde ise veleh kavramı sersemlik, şaşkınlık, hayret, aşkın deli divane etmesi gibi anlamlarla karşılanmıştır. Kelimenin tefil babındaki "vellehe" formuna sadece modern Arapça sözlüklerde rastlanmaktadır. Bu sözlüklerde vellehe kelimesi çılgına çevirmek, ne yaptığını bilmez hale düşürmek gibi anlamlarla karşılanmıştır. Bu itibarla, ism-i meful kalıbında gelen muvelleh kelimesini, aşk veya üzüntüden dolayı kendini kaybetmiş, çılgına dönmüş kişi olarak tanımlamak mümkündür.³⁷ Kavramın sözlük anlamı muhalif karakterli dervişlerin alışılmamış tavırlarını açıklamak için oldukça elverişli bir zemin hazırlamaktadır. ³⁷ Sözlüklerde kavramın "muvelleh" şeklinde biçimi geçmemektedir. Bu tanımlama "vellehe" kelimesinin ifade ettiği anlam göz önüne alınarak verilmiştir. Ayrıca kavramın "muvellih" şeklinde kullanımına da rastlanmaktadır. Bknz. John Renard, Historical Dictionary of Sufism, (Lanham: The Scarecrow Press, 2005), s. 271. Ancak meczub, mecnun gibi hemen hemen aynı anlamdaki kavramların ismi meful kalıbında kullanılmasını esas alarak biz muvelleh şeklinde kullanımın daha doğru olduğunu düşünmekteyiz.
Sayfa 19 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Giriş
Gerçeklik, beyne giden bir dizi elektriksel uyartıdan başka bir şey değildir. 'Gördüğümüzü' sandığımız şey, beynin tümüyle karanlık bir bölümüne giden bir enerji akışıdır. Ama başkalarıyla aynı dalga boyunu yakalarsak, o gerçekliği değiştirmeyi deneyebiliriz. Sevinç de, tıpkı heyecan ve sevgi gibi, benim anlamadığım bir biçimde bulaşıcıdır. Hüzün, depresyon ve nefret de öyle, müşteriler ve öteki çalışanların 'sezgisel' olarak kapabilecekleri şeyler. Performansı artırmak için, bu pozitif uyartıları canlı tutacak mekanizmalar yaratmalıyız.
Bir şey aramıza girip duruyordu. Daha doğrusu aramızda olması gereken bir şey, olmuyordu . Kalbe ışıklı bir sevinç koyan iç ormanın kaçınılmaz gecesi gibi , üzerine çöken karanlıkla karanlığa dönüşüyordu . Oysa mahiyeti de vaadi de aydınlık olan ve ateşi daima karanlıklar yüzünden sönen aşkın karanlığa hiç tahammülü yoktu. İsimlerinden biri hüzün bir ateşti aşkın. Ama akla gelen ilk ismi muhabbetti aşkın . Muhabbetse berraklık anlamına gelen ve temelinde saflık bulunan bir isimdi. Ve karanlıkla uyumu mümkün değildi
Sayfa 138
Tarif edemiyordu,anlatamıyordu ama hissediyordu.Kalbinde bir sızı gibi, bir hüzün gibi, bir sevinç gibiydi ama tam olarak yaşadığı neydi, bilemiyordu.Bütün benliği ile ve bütün hücreleriyle kuşatılmıştı o kadar…
Ey tavus kuşu, uyan artık uykundan! Eneliğin, benliğin, kibrin ve büyüklenmenin özelliklerini bünyesinde barındıran kuş, uyan ve bütün bu kötü sıfatlardan kurtul! Ey kendini beğenmiş, uyan ve parlak renkli tüylerini kabart. Derin uykundan uyan artık, yoksa ben, seni uyandırmasını bilirim! Cenaze namazını kılmadan önce uyan... Öldüğü takdirde ya da uzaklaştığında hüzün ve pişmanlık uyandırmayan, hadi ayağa kalk artık. Şunu bil ki senden ayrı düşmek, insana sevinç verir. Ey kendini beğenmiş budala kuş, uyuduğun yetmez mi?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.