Düğünlerde “damatlar Ali gibi, gelinler Fâtıma gibi olsun.” diye dualar edilmiş ve içten gelerek “Amin!” denilmiştir.
Bizim evlerimizde tv başköşede. Bir evin başköşesinde tv olursa evden zikir, tesbih ve tahmid gider. Bizler dizilere, programlara kapıldık. Dizilerdeki erkek-bayan ile eşlerimizi kıyasladık. Hayal ürünü olan hadiseleri eşlerimizden bekledik. Zikir olmayan evlerde huzur nasıl olur ki? Kalpler Allah'ın zikriyle huzur buluyor, evler neden huzur bulmasın ki! Onların evinde zikir hiç eksik olmazdı. Bizlerin evinde dünyalık ne kadar çok ise, zikir onlarda o kadar çoktu.
Reklam
Dünya hayatının telaşını, sıkıntısını ve yorgunluğunu evi- mizde atarız. Evi içinde muhabbet olmayan kişiler, dışarda mutluluğu arar, bu aramaları onları asla gerçek mutluluğu götürmez. Başına öyle dert ve sıkıntılar açar ki, evinde ki sı- kıntıları arar olur. Evlerimiz limanlarımızdır. Bütün günki mesainin yorgunluğunu, koltuğa uzanarak atarız. Yaşanan stres ve sıkıntı, ailemiz ile yaptığımız muhabbet ile sona erer. Bu muhabbetler bizleri hayata daha sıkı bağlar.
"İnsanlar banka hesap bilgilerine ve T.C. kimlik numaralarına dikkat ettikleri kadar, mahremlerine dikkat etmiyorlar."
Aile içi sorunlar kişinin en mahrem konusudur. Bir nikah altında karı-koca arasındaki sırlar ne kadar gizli tutulması ge- rekiyorsa, Allah korusun bir boşanma olsa da bu gizlilik devam etmeli ve sadece Allah şahit olmalıdır. Bir erkeğin hanımı ile olan tartışmaları başkalarına anlatması, hele ki kahvehane muhabbetlerinde bahsetmesi ne tiksindirici bir durumdur. Cep telefonunun içindekileri gizli tutmak için şifre ile koruyan, nikâhlı eşine bu hassasiyeti göstermiyor.
Eşine âşık, sevdalı ve derinden bağlı olan Hz. Ali (radı- yallahu anh); eşi hakkında şu sözleri söylüyor: “Bütün gū- nün meşguliyetlerinin ardından eve gelip Fâtıma'nın yüzüne baktığımda bütün gam, üzüntü ve yorgunluklarım yok olup giderdi."
Reklam
739 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.