Hz. Peygamber’in Geçim Kaynakları
Hz. Peygamber’in Geçim Kaynakları: a- Enfâl Sûresinin 41. âyetinin hükmüne göre ganimetin beşte birinden aldığı hisse. Hz. Peygamber yine Enfâl Sûresinin 41. âyetine göre savaşa katılan gazi sıfatıyla, savaşa iştirak eden gazilere dağıtılan beşte dörtten de hissesine düşeni almıştır. Bunların dışında Hz. Peygamber, “safiy” denilen ve ganimet taksim edilmeden önce başkomutanın seçip beğendiği maldan sembolik olarak almıştır. Bu aldığı, bazen bir kılıç, bazen bir at, bazen bir köle veya cariye veyahut da herhangi bir eşya olmuştur. b- Hz. Peygamber hediye kabul ederdi. Dolayısıyla onun bir gelir kaynağını da kendisine hediye edilen ve bağışlanan mallar oluşturmaktadır. c- Barış yoluyla ele geçirilen gayr-i müslim topraklarından elde edilen arazi geliri. Meselâ Fedek arazisi gibi.
Sayfa 483
Peygamberimizin Mirası
O (Peygamberimiz), nakit miras bırakmamıştır. Daha önce kölelelerini de azat ettiğinden, vefat ettiği esnada kölesi ve cariyesi de yoktu. Bazı kaynaklar onun geriye develerinin, giyim eşyalarının, yüzüğünün, bazı aletlerin ve zırhının kaldığını kaydederler. şüphesiz hanımlarının kullandığı ev eşyaları bunların dışındadır. Onun hayvanları ile bazı ev aletleri ve ayakkabılarının Ali ailesine verildiği kaydedilir. Hırkası, kılıcı ve yüzüğü ise devlete kalmıştır.
Sayfa 484
Reklam
Peygamberimizin Manevi Mirası
Hz. Peygamber’in manevî mirası Kur’an ve Sünnettir. Hz. Peygamber’in ahirete irtihalinden sonra da Müslümanlar Kur’an ve sünnete sahip çıkmışlar ve bu uğurda büyük gayret göstermişlerdir. Bu gayret sonucunda hem Kur’an ve Sünnetteki prensipleri günlük hayatlarına uygulamışlar ve hem de sayıları milyonlarla ifade edilen Kur’an nüshaları, tefsirler ve hadis eserleriyle Kur’an ve sünneti kültürel hayatlarının temel taşları yapmışlardır.
Sayfa 485
Medine döneminde oruç ve hac farz kılınmıştır.
Sayfa 486
Hz. Ömer Kudüs’ü barış yoluyla fethetmiş, gayr-i müslim halkın can ve mal güvenliğini, kararlaştırılan bir vergi karşılığında antlaşma ile güvence altına almıştır. Ama şehrin 492/1099 yılında Haçlılar tarafından işgalinde ise, tüm Müslümanlar öldürülmüş, Yahudiler Müslümanlara yardım ettikleri gerekçesiyle, sığındıkları sinagoglarla birlikte yakılmış, cesetler, sokaklarda, dize kadar yükselen kan gölünün içinde kalmıştır. Buna karşılık Haçlıların elindeki Kudüs’ün Selahaddin-i Eyyûbî tarafından 583/1187 yılındaki fethinde ise kimsenin burnu kanamamış, Haçlılar fidye karşılığında serbest bırakılmıştır.
Sayfa 492
Öncelikle Kur'an'ın Arapça indirilmesinin birçok hikmeti vardır. Kur'an-ı Kerim Allah'ın son ve nihai mesajıdır ve tüm insanlığa hitap eder. Ancak bu mesajın belirli bir dilde indirilmesi gerekmekteydi ve bu dilin Arapça seçilmiş olması Kur'an'ın indirildiği dönemdeki Arap toplumunun diline uygun olmasından
646 öğeden 681 ile 646 arasındakiler gösteriliyor.