Bir gün müminlerin emiri Hz. Ali'nin (k.v.) önüne küstah ve edepsiz biri çıkıp:
- Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in (r.anhüma) hilafeti za- manında fitne ve kavga, düşmanlık ve kin yoktu. Senin ve Hz. Osman'ın halifeliği zamanında ise kargaşa ve huzursuzluk hiç eksik olmuyor. Neden böyle? diye sordu.
Hz. Ali (k.v.) şu cevabı verdi:
Çünkü ben ve Hz. Osman, Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'e yardım ediyorduk, sen ve senin gibiler de bana ve Hz. Osman'a yardım ediyor.
"Ölüme, gücünüzün yettiği en hayırlı amellerle hazırlanın."
"Cehalet öyle bir binektir ki, üzerine binen zillete düşer, arkadaşlık yapan yolunu kaybeder."
“Halkı kışkırtmak ve vatana ihanet !” kimler yemedi ki bu damgayı? Allah Resulü’nün vefatından sonra İslam devletinin halifeleri Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve evlatları HZ. Hasan ile Hz. Hüseyin (r.a) adil vebhakkaniyete dayalı idarelerinden rahatsız olan bir avuç sömürücü, zalim, zorba vebemperyalist çevrelerce tutulan kiralık katiller tarafından şehit edildiler. Hem de kimisi camide secdede, kimisi Kur’an-ı Kerim okurken ve kimisi de meydanlarda katledildiler.