Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Osmanın Şehadeti
Haşimoğulları, hilafetinin ilk altı yıllık döneminde başta Hz. Ali olmak üzere Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’e karşı sergiledikleri olumlu tavrı Hz. Osman’a da gösterdiler. Ona itaat etmenin ötesinde icraatlarında, destek oldular ve görüş alış verişinde bulundular. Bu dönemde gerçekleştirilen fetih hareketlerine bizzat katıldılar. H. 30 (m. 650–651) yılında Ümeyyeoğullarından Saîd b. el-Âs’ın komutanlığında yapılan Taberistan seferine Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Abdullah b.Abbas da katıldılar. Yine Hz. Ali hazırlanan tek Kur’an nüshasının çoğaltılması ve diğerlerinin imha edilmesi meselesinde Hz. Osman’ı desteklemişti.
Hz. Osmanın Sehadeti 1
Hz. Osman’ın ilerleyen yıllarda takip ettiği siyaset Haşimoğullarıyla ilişkilerinin olumsuz bir seyre girmesine neden oldu. Anneannesi Haşimoğullarından olan Hz. Osman Hz.Peygamber’in iki kızıyla evlenmişti ve aynı zamanda Hz. Ali’nin bacanağıydı. Hz.Osman’ın ilk Müslümanlardan olmasına bağlı olarak kendisinin Haşimoğullarına iyi davrandığını söyleyebiliriz. Ancak diğer Emevîler için aynı şeyi söylemek zordur. Velid b. Ukbe ve Saîd b. el-Âs’ın babalarının Bedir savaşında Hz. Ali tarafından öldürülmesi,Hz. Ali’nin Mervan’ın babası Hakem’in Medine’ye getirilmesine karşı çıkması Hz.Osman’ın valilerinin hatalarını sürekli olarak Hz. Osman’a iletmesi gibi nedenler Ümeyyeoğullarının tutumlarında etkiliydi. Özellikle Hz. Osman’a karşı isyanın Hz. Ali ile arasındaki ilişkilerin zaman zaman ciddi anlamda gerginleştiği görülecektir.
Reklam
Hz. Osmanın Sehadeti 2
Hz. Osman’a karşı ortaya çıkan başkaldırı hareketi her ne kadar eyaletlerden neş’et etmişse de,başkent Medine’nin de muhalefette önemli bir paya sahip olduğu anlaşılmaktadır.Zaten kuşatma günlerinde isyancıların fevkelade rahat hareket etmeleri de bu durumu kanıtlar mahiyettedir. H. 34 (654–655) yılı içinde sahabîlerden bazıları ülkede yaşanan kargaşayla ilgili olarak diğerlerine onların dikkatlarini Medine’ye yöneltecek ifadeler taşıyan mektuplar yazmışlardı. Bu olay aynı zamanda bazı kimselerin Hz. Osman’dan çeşitli menfaatler sağladığı bir döneme rastlıyordu.
Hz. Osmanın Sehadeti 3
Eyaletler arasında devam eden bu faaliyetleri fark eden Zeyd b. Sabit, Ebû Useyd es-Saidî, Ka’b b. Malik ve Hassan b. Sabit gibi şahsiyetler bu konuda insanları uyarmaktaydılar. Bununla beraber Hz. Osman her geçen gün biraz daha yalnızlığa itildi. Hz. Ali ise bir kaç yıldır adeta muhalefetin sözcülüğünü yapıyordu. Bunun önemli bir nedeni de yönetimin icraatları konusunda şikâyette bulunanların cezalandırılmasıydı. Bu günlerde Ali b. Ebî Talib’in yanına gelen bazı kimseler onunla meselelerin kritiğini yaparak, kendisinin temsilci kimliğiyle halifeye gitmesi konusunda anlaştılar
Hz. Osmanın Şehadeti 5
Hz. Osman, Ali b. Ebî Talip’in sözlerinden oldukça rahatsız olmuştu. O, Muğîre b. Şu’be’yi Hz. Ömer’in göreve getirdiğini, kendisinin ise akrabası olan Abdullah b.Âmir’i vali olarak atadığını söyledi. Böyleyken onu neden kınadığını sordu? Hz. Ali Ömer b. Hattab’ın valilerini hata işlemeleri durumunda cezalandırdığını ve onları sürekli gözetim altında tuttuğunu, oysa kendisinin bu kontrolü yapmadığı gibi akrabalarına karşı yumuşak davrandığını ifade etti. Hz. Osman onların Hz. Ali’nin de akrabaları olduğunu hatırlattığında, Hz. Ali, bunun böyle olduğunu fakat nitelik ve üstünlüğün başkalarında olduğunu belirtti.
Hz. Osmanın Şehadeti 5
Hz. Osman, Muaviye’yi Hz. Ömer’in atadığını,kendisinin ise onu görevinde bıraktığını ifade edince, Hz. Ali şöyle sordu: -“Muaviye’nin Hz. Ömer’den Hz. Ömer’in kölesi Yerfe’den daha çok korktuğunu bilmiyor musun?” Hz. Osman bunu onaylayınca Hz. Ali şöyle devam etti: – “Bugün Muaviye sana danışmadan bir yığın iş çevirip, ‘Halife böyle emretti.’ diyor. Sen ise bunu bilmene rağmen onu engellemiyorsun.” Hz. Osman bu görüşmeden sonra mescidde halka hitaben bir konuşma yaptı.Halife yönetime karşı artan eleştiri ve şikâyetin ümmetin uğradığı bir felaket olduğunu belirtiyor, bu çizgide yaşanan gelişmelere sosyolojik tahlillerle kınama yüklü çeşitli açıklamalar getiriyordu. Nihayet o sözlerine şöyle devam etti: – “Vallahi bn Hattab’ı kınamadığınız konularda beni ayıplayıp eleştiriyorsunuz. O, size ayağıyla tekme vurur,eliyle tokat atar veya size gerekeni söylerdi. Siz beğenseniz de beğenmeseniz de onu onaylar sesinizi çıkarmazdınız. Ben size karşı yumuşak davrandım. Size omuzlarımı destek yaptım. Elimi ve dilimi sizden uzak tuttum, bana karşı cesaretli olmanıza imkân sağladım. Fakat Allah’a yemin ederim ki, taraftarlarımın sayısı çoktur, yardımcılarım da yakındır. Onları çağırırsam bana hemen gelirler.” Hz. Osman tehdit dolu sözlerine devam ediyor, onlardan kendisini eleştirmemelerini ve valilerini kınamamalarını istiyordu.
Reklam
Hz. Osmanın Şehadeti 6
Hz. Ömer’den toplumsal anlamda bütünlük arzeden güçlü bir ülke devralan Hz.Osman, burada kendisine bağlı bir topluluktan ve yardımcılardan bahsetmekle, ülkedeki sosyal yapının çözüldüğünü ve fiilî olarak bölünmüşlüğü kabul ediyordu. Aslında o bu şekildeki davranışlarıyla gelecekteki Emevî saltanatına zemin oluşturmaktaydı. Çünkü bu dönem Kureyş’e dayalı idarî ve siyasî bir yapıdan, daha özele inerek hanedan karakterli siyasî bir yapının hazırlanmasını sağlamıştır. Hz. Osman’ın konuşmasının ardından Mervan b. Hakem ayağa kalkıp şöyle dedi: -“Dilerseniz sizinle bizim aramızda kılıç hüküm versin…” Mervan’ın bu sözleri üzerine Hz. Osman, ona şöyle bağırdı: -“Sus, konuşma! Arkadaşlarımı ve beni bırak, aramıza girme. Sen bu meselede söz söyleyecek durumda değilsin. Ben sana daha önce bu konularda asla konuşmamanı söylememiş miydim?” Mervan sustu. Hz. Osman minberden inerek mescitten ayrıldı. Tehdit dolu bu sözler Hz. Osman’a karşı öfkeyi iyice artırdı.
Hz. Osmanın Şehadeti 7
Hz. Osman bu teklifi hemen uygulamaya koydu. Muhammed b. Mesleme’yi Kûfe’ye, Usâme b. Zeyd’i Basra’ya, Abdullah b. Ömer’i Suriye’ye, Ammâr b. Yâsir’i Mısır’a ve bunlar gibi bazı kimseleri de diğer bölgelere gönderdi. Ammâr hariç diğerleri gittikleri yerlerde gerekli araştırmaları tamamlayarak döndüler. Hepsi aynı şeyi söylüyordu. Eyaletler sakin ve sorunsuzdu. Onlar ne önde gelen Müslümanlardan ne halktan herhangi bir memnuniyetsizlik görmediklerini belirttiler. Ammâr b. Yâsir’in geri dönmemesi Müslümanları endişelendirmişti. Onun başına kötü bir şey geldiğinden korktular. Bu arada Mısır valisi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh’ten Ammâr’ın Mısır’da aralarında Abdullah b. Sevdâ, Halid b. Mülcem, Sevdan b. Hımran ve Kinâne b. Bişr’in bulundağu muhalif gruba meylettiğini bildiren mektup geldi. Hz. Osman müfettişlerin raporlarını değerlendirdikten sonra eyaletlere halka hitaben yazılmış mektuplar gönderdi. O mektuplarında ülke sorunlarını görüşmek üzere valileriyle her yıl toplantı düzenleyeceğini bildiriyor, bu toplantılarda halkın uğradığı haksızlıkların üstüne gidileceği mesajını veriyordu.
Hz. Osmanın Şehadeti 8
Ayrıca halife herhangi bir şekilde zarara uğrayan kişiye kendisine ve valilerine müracaat etmek suretiyle haklarının iade edileceğini söylüyordu. Hz. Osman’ın bu davranışı vilayetlerde yaşanan gerginliği bir an olsun dağıtmış ve Müslümanları memnun etmişti. Ülkede yaşanan huzursuzlukların artması üzerine Hz. Osman her yıl vali ve ordu komutanlarıyla toplantı düzenlemeye başlamıştı. Nitekim o, h. 35 (m. 655–656) yılında gerekçeleri itibariyle olağanüstü denebilecek bir toplantı için valilerini Medine’ye çağırdı. Toplantı Basra valisi Abdullah b. Âmir, Şam valisi Muaviye b. Ebî Süfyan, Mısır valisi Abdullah b. Sa’d b. Ebî Serh, eski Kûfe valisi Saîd b. el-Âs ve eski Mısır valisi Amr b. el-Âs’ın katılımlarıyla gerçekleşti. Muhalefetin sesi iyice yükselmiş,sorunlar artmış ve gerginlik had safhaya ulaşmış olmalıydı ki halife valileriyle konuşmasında oldukça öfkeli bir duruş sergilemişti. Hz. Osman onlara şehirlerden gelen şikâyetler ve yayılan şayiaların sebebini soruyor, ayrıca neden bu fitnenin halifenin etrafında dönüp dolaştığını merak ediyordu. Bu durum onu endişelendirmekteydi. Valiler Hz. Osman’a bölgelerinde her şeyin yolunda olduğunu söylediler. Nitekim eyaletlere araştırma için giden müfettişlerin verdiği bilgiler de bu doğrultudaydı. Onlar haberlerin doğru olmadığını, şikâyet sahiplerinin de sözlerine itibar edilmez kimseler olduklarını belirttiler.
Hz. Osmanın Şehadeti 9
Bunun üzerine Hz. Osman valilerine mevcut durumu düzeltmek için ne önerdiklerini sordu. Saîd b. el-Âs söylenenleri asılsız bulduğunu ve yaşanan olayların son derece gizli olarak hazırlanmış bir planın işletilmesi olarak gördüğünü ifade etti. Onun açıklamalarında Müslümanların kasıtlı bir şekilde bir komploya kurban edilmek istenmelerinin işareti vardı. Saîd değerlendirmesinin ardından fitneyi çıkaranların öldürülmelerini teklif etti. Abdullah b. Sa’d insanlara yerine getirmeleri gereken görevleri ifa etmelerini emretmesini, Muaviye ise her valinin kendi bölgesiyle ilgilenmesini önerdi. Amr b. el-Âs öncelikle Hz. Osman’ın insanlara yumuşak davrandığını, böylece onları yönetime karşı cüretkâr davranmaya ittiğini ifade etti.
Reklam
Hz. Osmanın Şehadeti 10
Onlara Hz. Ömer’in verdiğinden fazlasını vermişti. Amr’a göre Hz. Osman kendisinden önceki iki halifenin yolundan giderek gerektiğinde şiddet kullanmalı, gereken yerde esnek davranmalıydı. Hz. Osman görüşleri dinledikten sonra ümmetin başına gelecek bir felaketten korktuğunu ifade etti. Fitneden endişe ettiğini söyleyen halife, gelişmeleri Allah’ın sınırlarını koruyarak ve insanlara ihsanlarda bulunarak yatıştıracağını belirtti. O hiç kimsenin kendisine karşı ileri sürecek bir delili olmasın istiyordu. Hz. Osman valilerinden halkı sükûnete davet etmelerini ve hakları olanı onlara ödemelerini istedi. Vali toplantılarında dikkati çeken husus, yanlışlıkların nasıl düzeltilmesi gerektiğinin değil de muhaliflerin nasıl sindirilebileceğinin görüşülmesidir. Dolayısıyla halifenin şiddete maruz kalmasının ya da öldürülmesinin, halifenin güvenliği açısından ele alınmadığı görülmektedir. Aksine halifenin konumu Ümeyyeoğullarının işgal ettiği mevkiler açısından önemli olmaktadır.
Hz. Osmanın Şehadeti 11
Hz. Osman, Medine’de Muaviye’nin de hazır bulunduğu bir oturumda Hz. Ali,Talha ve Zübeyr ile konuşmuştu. Muaviye bu görüşmede bu sahabîlere kendilerinin Müslümanların önde gelen şahsiyetlerinden olduklarını hatırlatarak, Hz. Osman’ı halife seçtiklerini söyledi. Haklarında halife’yi eleştirdiklerine dair bazı sözlerin dolandığını ifade ederek, onları herhangi birini göreve getirmeleri konusunda insanları yönlendirmemeleri için uyardı. Hz. Ali’nin Muaviye’ye karşı gösterdiği çıkış bir Emevî-Haşimî gerginliği yaratacak türdendi. O, şöyle dedi: -“Allah canını alasıca, annen seni kaybedesice. Sen bu işlere neden karışıyorsun?” Muaviye ondan annesini bu meselelere karıştırmadan söylediklerine cevap vermesini istedi. Hz. Osman söze karışarak: -“Evet,kardeşimin oğlu doğru konuştu. Ben size kendim ve uygulamalarım hakkında bazı açıklamalar yapmak istiyorum. ki kişi kendi nefislerine bazı konularda zulmetmişlerdi.Ancak onların sergiledikleri tutum da elbette takdir edilmelidir. Allah’ın elçisi akrabalarına veriyordu. Ben de aynı şekilde sıkıntı içinde yaşayan ve geçim darlığı çeken kimselere sürekli verdim. Bu ihtiyaç sahipleri için elimi sonuna kadar açtım. Bu konuda yanlış yaptığımı düşünüyorsanız söyleyin. Ben de sizin vereceğiniz kararlara tabi olayım.” şeklinde açıklamada bulundu. Onlar Hz. Osman’a şöyle dediler
Hz. Osmanın Şehadeti 12
İsabet ettin ve iyilik yaptın fakat Abdullah b. Esîd’e 50000, Mervan’a 15000 dirhem verdin.” Bunun üzerine Hz. Osman sözü edilen kişilere verilen paraları geri aldı. Onlar da halifenin bu davranışından memnun kalmış olarak ayrıldılar. Hz. Osman’a karşı Medine’deki muhalefet Muhacir ve Ensar cephesinde ciddi bir boyuta ulaşmıştı. Muaviye Medine’de bulunduğu günler içinde bu durumun iyiden iyiye farkına vardı. Hz. Osman’a şu teklifte bulundu: -“Sana karşı isyan ettiklerinde kendilerine mukavemet edemeyeceğin kimseler sana saldırmadan önce bize gel,insanları bize son derece itaatkâr olan Suriye’ye gidelim.” Hz. Osman kendisini ölüme götürse de Allah Resûlü’nün komşuluğunu hiçbir şeye değişmeyeceğini söyledi. Muaviye bu defa kendisi hakkında ileri geri konuşanları bastırmak amacıyla bir ordu göndermeyi önerdi. Ancak Hz. Osman bu teklifi de Hz. Peygamber’in komşularını sıkıntıya sokmak istemediğini belirterek geri çevirdi. Muviye: -“Allah’a yemin olsun ki tuzağa düşürülecek ve suikaste uğrayacaksın.” deyince Hz. Osman: -“Allah bana yeter. O ne güzel vekildir.” şeklinde cevap verdi.
Hz. Osmanın Şehadeti 13
Muaviye b. Ebî Süfyan Medine’den ayrılırken içlerinde Hz. Ali Talha ve Zübeyr’in de bulunduğu Muhacirlerden müteşekkil bir topluluğa uğradı ve onlara şöyle hitap etti: -“Biliyorsunuz ki Hz. Muhammed insanlara peygamber olarak gönderilinceye kadar onlar liderlik için yarışır ve onu elde etmek için çalışırlardı. Onlar bu göreve sahip olmak için öncelik esasına, güç ve kuvvet unsurlarına dayanır, azim ve gayretlerini ortaya koyarak bu konuda üstünlük iddia ederlerdi. Başkanlığı ele geçiren kişiler ise hâkimiyetlerini sağlayarak diğer insanları kendilerine tabi kılmış olurlardı. Bugün de insanlar bunu arzulayıp dünya meselelerinde yarışa girişseler bu iş onlardan alınır ve Yüce Allah onu başkalarına verir. Yüce Allah işleri değiştirmeye kadirdir ve güçlüdür. Biliniz ki ihtiyar bir adamı aranızda bırakıp ayrılıyorum. Siz onunla ilgili olarak birbirinize güzel öğütte bulununuz, ona destek olunuz ki mutlu olasınız.” Muaviye bu sözlerinden sonra Şam’a hareket etti. O gittikten sonra Hz. Ali, Muaviye’nin söylediklerinde bir hayır görmediğini belirtirken, Zübeyr de onun sözlerinin kendileri için çok rahatsızlık verici olduğunu ifade etti.
Hz. Osmanın Şehadeti 14
Müfettişlerin eyaletlerden getirdikleri resmî raporlar ile ülkenin genel panoraması arasında ciddi bir çelişki bulunduğu görülmektedir. Zira yönetime karşı gelişen başkaldırı trendi her geçen gün yükselmekteydi. Olaylar neredeyse bütün eyaletlere sıçramıştı. Özellikle Kûfe ve h. 27 (647–648) senesinde Amr b. el-Âs’ın valilik görevinden alınmasından sonra Mısır muhalif hareketlerin en yoğun yaşandığı merkezlerden birisi olmuştu. Muhammed b. Ebî Bekir ve Muhammed b. Ebî Huzeyfe Mısır’da Hz. Osman aleyhtarı isimler arasında önde gelenlerdendi. Bu ikisinin muhalefetinde yönetim karşıtları için büyük bir avantaj vardı. Onlar Kureyştendi ve Muhammed b. Ebî Bekir ile Muhammed b. Ebî Huzeyfe’nin şahsında Kureyş kendine karşı duruyordu. Doğal olarak Mısır’daki eleştirilerin ilk muhatabı vali Abdullah b. Sa’d idi. Mısır’lı bir heyet valilerini şikâyet etmek üzere Medine’ye gelmişti.
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.