Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Salih ve Semud Kavmi Semud, Ad'dan sonra idi. Onların yurtları, Hicaz ile Şam arasındaki Vadi el-Kura ve çevresinde meşhur olup, Allah Resulü (s.a.v.), hicretin 9. senesi Tebük 'e giderken, onların yurtlarına uğramıştı. İmam Ahmed'in, İbn Ömer'den rivayetine göre: Allah Resulü (s.a.v.), insanları Tebük'e indirdiğinde; onları, Semud'un evleri
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)'dan. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Cennet Cehennem atıştılar, Cehennem: "Bende zorbalar ve büyüklenen kibirliler var." dedi. Cennet de: "Bende de zayıf ve yoksullar var." dedi. Bunun üzerine Allah ikisinin arasını şöyle buldu: "Ey Cennet sen, Benim rahmetimsin, Ben, seninle dilediğime rahmet ederim. Ey Cehennem sen de, Benim azabımsın, Ben, seninle dilediğime azap ederim. Her ikinize de dolu dolu yetecek halk vardır." buyurdu."
Reklam
Hz. Ali (k.v)'nin rivayet ettiği bir hadiste, Hz. Peygamber (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Teâlâ, Fâtiha'yı, Ayetü'l-kürsi'yi, Âl-i İmrân'dan iki âyeti ("Şehidallahu" diye başlayıp "İnned'dine indallahi'l-İslâm"a kadar devam eden on sekizinci âyet, bir de "Kulillahümme mâlike'l-mülki" diye başlayıp "biğayri hisab" diye biten yirmi altıncı âyet) inzâl etmek istediğinde onları arşa yükledi. O zaman bu sûre ve âyetler "Ya Rab! Bizi, sana isyân edecek kimseye mi indiriyorsun?" dediler. Allah Teâlâ ise şöyle cevap verdi: "Ben kendimce şöyle bir vaadde bulundum; kullarımdan kim sizi her namazın arkasında okursa, onun gideceği yer cennettir. Her gün onun yetmiş ihtiyacını karşılayacağım. Bu ihtiyaçların en küçüğü mağfiret, hased edenlerin hasedinden koruma ve yardımdır."
Ebû Mes"ûd"un naklettiğine göre, Hz.Peygamber {S.a.v} şöyle buyurmuştur: “İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: “Şayet utanmıyorsan, dilediğini yap!” {Buhârî, Edeb, 78}
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur :
"Güçlü kimse güreşte karşısındakini mağlup eden (pehlivan) değildir. Gerçekten güçlü kişi, öfke anında kendine hakim olabilendir."
Sayfa 29 - Selis
MİRAÇ KANDİLİMİZ MUBAREK OLSUN.
Miraç kelime anlamı olarak, “yukarı çıkmak, yükselmek” anlamına gelir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) göğe yükselerek Cenab-ı Mevla’nın huzuruna kabul edildiği geceye Miraç Gecesi denmiştir. Birçok ilahi sırrı, hikmet ve bereketi bünyesinde barındıran bu gece İsra suresinin ilk ayetinde şöyle ifade edilmektedir: “Bir gece, kendisine ayetlerimizden
Reklam
Hz. Peygamber [s. a. v.] onun hakkında şöyle buyurmuştur: "Benim için en sevimsiz ve meclisimden en uzak olanınız, ağzını eğip- bükerek edebiyat yapmak için kendini zorlayanlardır."
Sayfa 62 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Hz. Peygamber (s.a.v)'ın huzurunda bir zat, orada bulunan diğer kişiyi övmeye kalkışınca Resulullah (s.a.v): "Kardeşinin boynunu bıçaksız vurdun." buyurmuştur. Hz. Ebu Bekir (r.a) kendisi övüldüğü zaman, utancından ve Allah korkusundan dolayı el açıp şöyle dua ederdi: "Ey Rabbim! Sen beni benden daha iyi bilirsin. Ben de kendimi başkalarından daha iyi bilirim. Ey Âlemlerin Rabbı! Halkın bende zannettiği iyilik ve faziletleri bana nasip et ve bende olup halkın bilmedikleri günahlarımı affet! Söyledikleri güzel özellikler karşılığında beni, kendini beğenmişlik ve gurur gibi şeylerden koru!" Allah'ım, ne güzel dua. Öyle güzel ki yedi kat gökleri, bin yılları aşmış da hâlâ yorulmamış, hâlâ yoluna devam ediyor.
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Haram bakışlar, şeytanın zehirli oklarından bir oktur.
Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: "Üç şey vardır ki, onlar kimde bulunursa onun imanı olgunlaşmış demektir: Kızgınlık anında öfkesini yenmek, hoşnutluk halinde ve kızgınlık halinde adaletli olmak, gücü yettiği halde affetmek."
Sayfa 67 - Semerkand Y.Kitabı okudu
886 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.