Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Genel olarak çok çizgi roman okuyan birisi olarak nitelendirilebilir miyim emin değilim ancak içerisinde sadece çizgi roman yazmak değil insanları eleştirme, ders verme gibi noktaları da içerdiği için beğendim. Daha iyisini okur muyum bilmiyorum ama okuduğum en güzel çizgi romandı.Rüyanın, ölümün kardeşi olması gibi ayrıntılar dikkatimi çokça çekti ve beni etkiledi.
I am not sure if I can be qualified as someone who reads a lot of comics in general, but I liked it because it includes not only writing comics but also criticizing people and giving lessons. I don't know if I can read better, but it was the most beautiful comic book I've ever read. Details such as the dream being the brother of death caught my attention and impressed me.
240 syf.
7/10 puan verdi
Mahallenin delisi diyebileceğimiz zeka geriliği olan bir adam... Mattis. Ve onun ablası Hege... Ömrünü kardeşine vakfetmiş, sırtında taşımış, onun için toplumdan uzaklaşmış vefalı bir kadındır Hege. İkisi arasındaki serencameyi okurken bazen Hege’ye hayran kaldım, bazen ona kızdım. Muhakkak zordur böyle bir hayat! Okumamın üstünden biraz zaman geçtikten sonra ise onu anlayıp hak verdim. “I am Sam” diye bir film var. Ben buradaki Mattis’i o filmdeki Sam’e çok benzettim. Sanki senarist bu kitaptan esinlenmiş gibi geldi bana! Ayrıca kitabı tarz olarak “Küçük Prens” ve “Fareler ve İnsanlar” kitaplarına benzetenler de var. Ben çok hissedemedim ama yorumlara baktığınızda çevirinin biraz problemli olduğunu söylüyorlar. Yazar edebiyat dünyasında takdir edilen bir adam. Otuz kez nobele aday gösterilmiş. Aynı zamanda şair. Belki çeviriden kaynaklı olarak eserin şiirselliği vardı da biz alamadık? Bilmiyorum! İlk defe bir iskandinav eseri okudum. Yazarın “Buz Sarayı” isimli eseri de çok meşhur. Onu da okumak farz oldu.
Gregor Samsa ; "Evde olduğu vakitlerde bile kapısını kilitliyordu". Öğrendiğim bilgiye göre çekçe de sam (alone) sa (i am) dir ve bu kelime bile tamamen yalnızlığı bahsederken tabiki de tesadüf değildi ! Gregor ' kilitli odasında ve kapalı dünyasında bile ailesini mutlu edebilmek adına iş telaşına düşen biridir.Tam olarak nedenini bilmediğimiz bir sebepten oluşmuş mutasyon ve hayal dünyamızın genişliğini tamamen bize bırakmış olan KAFKA şu cümle ile çok net açıklamıştır aslında ;
Annemle babam yüzünden kendimi tutuyor olmasaydım eğer, işimden çoktan ayrılırdım, patrona çıkar ve ne düşündüğümü olduğu gibi söylerdim. ( Gregor)
Bir anda devasa olarak uyanan böcek zihnimde bazen çerçeve boyutunda bazende iki kişilik yatak büyüklüğünde canlandı. Tüm bu mutasyonu anında idrak edebilen aile bir empati yapıp açlığını düşünmek bir yana ondan nasıl uzak tutup karanlığa sürükleyeceklerini iyi akıl etmişlerdi. Kitabı okuyana kadar bir böceğe bu denli üzüleceğimi düşünmezdim. Gregor'dan umudunu kesmiş ve bir çöp yığını arasında mahkum etmiş bir aile ondan kurtulmuş olmalarına birkaç saniye üzüldükten sonra yolculuğa çıkmış ve evlenmek çağında olan kızlarına uygun tabiri caizse üzerlerinden geçinebilecek zengin damat adayı aramaya koyulmuşlardı. Devasa vücuduyla kıyaslandığında acınacak umutsuz bedenine gregor istemendiğini duyduğu an zaten çoktan ölmüştü. Malesef hayat pragmatik düzenin temel taşlarını çoktan oluşturmuş ve bizlerde bu hayatın üzerinde gezinen umutsuzlarız.
