Fususul Hikemin Muhammed faslında İbni Arabi hazretleri der ki, hz Nuh (as), halkına tebliğ ederken şeriatın bütün müminlere tebliğ et sözünü yerine getirdi. (anlayan veya anlamayanı dikkate almadan, o peygamber olduğundan ötürü herkese tebliğ etti diye buyurur İbni arabi hz.)
Muhyiddin ibni Arabi Hazretleri seyr-i süluku şöyle tarif eder:
"Manen bir ibadet mertebesinden diğer bir ibadet mertebesine geçmek, meşru bir amelden yine meşru bir amele yönelmek, fena bir davranışı değiştirmek,iyi şeyler yapmak, kötü bir hareketi bıraktıktan sonra, ona asla yönelmemektir."
"Derd-i Hakk'a talib ol, dermâna erem dersen
Mihnetlere râğıb ol, âsâna erem dersen
Aşk yolu belâlıdır, her kârı cefâlıdır
Cânından ümidin kes, cânâna erem dersen."
Evde her daim hangi pîr'i anıyorsunuz? diye bir soru sorulur mu insanın hayatında.
Bilmem ki! varsayalım soruldu. Biz çelebilere sorulduğunda cevabımız kesinlikle: Niyazi Mısrîdir.
Ama nedendir ne içindir bilemeyiz ve her daim önümüze gelmesinde de vardır bir hikmet. Hikmet var da hikmeti arayan var mı?
Bu kitabı okuduktan sonra artık bir yerlerden başlanmalı. bu Niyazi Mısri mi olur Yunus Emre mi olur Samiha Ayverdi mi olur Mustafa Kara mı olur Tosun Bayraktaroğlu mu olur...
Yoksa Yaman Dede mi Kenan Rifai mi İbni Arabi mi Mehmet Zahid Kotku mu? Harakani hazretleri mi?
Uzarrr gider bu isimler
Bakalım bizi kim çekeee yanına...
Muhit dergisindeki yazılarıyla tanıyıp Instagram hesabını takip etmeye başladığım yazarımız 
Yağız Gönüler
'in tasavvufa dair yapmış olduğu okumaların bir tahlili ya da kalbinden kelimelerine dökülenler.
452 sayfadan oluşan bir hazine. Bu hazineden bazılarına ben de dokunmuşum. Mesela en değer verdiğim Samiha Ayverdi: Kölelikten Efendiliğe
Sadeddin Ökten ayrıca Ahmet Yüksel Özemre ve yine Mustafa Kara ( Gönül Mektupları) okuduğum faydalandığım insanlar...
Kitap sonunda ise İstanbul için yeni rota oluşturdum: Kabir Ziyareti. Liste oluşturdum nasipse bir dua ederiz bu za'tların huzurunda.
Yüreğinize sağlık Yağız Gönüler
Okudum bitti. Nasiplendik.
İYİ BİR HAL
"Bir yerde Hazreti Allah'a isyanda bulunduğunda bir taat işlemeden, ibadet etmeden oradan ayrılma. O mekân, senin aleyhine şahitlik edeceği gibi senin lehinede şahitlikte bulunsun. Üzerindeki bir elbise ile Allâh'a isyan ettiysen, bir tâatta bulunmadan, ibadet etmeden onu çıkarma.
Saç-sakal tıraşı olurken, vücut temizliği yaparken, tırnaklarını keserken hep
abdestli olmaya gayret et.
Çünkü sen, bunların ne hâlde iken vücudundan ayrıldığından suâl olunacaksın. Hiç değilse bunları yaparken Hazretí Allâh'a tevbe et, affolunmayı iste."
(Muhyiddin Ibni Arabi
Hazretleri)