“Her oyun bir gün biter, biliyorum. Oyuncular yorulur, belki oyun tutmaz, belki de oyun bitmek üzere kurgulanmış ve yazılmıştır. Ama bir şeyi daha biliyor ve hissediyorum, oyun bitse de bize hissettirdikleri hep yanı başımızda olacak, içimizde yorgun bir ırmak gibi akıp başka bir bağlamla yeniden can bulup coşkun bir ırmağa karışacak ve biz o gün geldiğinde oyunu değil belki ama oyunun bizde bıraktıklarını çağlayacağız.” s. 35.