Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karanlık senin değil herkesin. Tıpkı aydınlık gibi. Buradaki sorun bizim hangisini seçtiğimiz, karanlığı mı aydınlığı mı ?
Insan çok kolay gidermiş, bunu anladım. Insan git fiilinin yazımından daha kolay gidermiş, ardına bir kip bile koymadan gidermiş, gideceği tutunca.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Bir şeyler eksikti. Çok şeyler eksikti. Hep bir şeyler çokça eksikti.
Bazı hisleri hissetmekten de korkuyor insan
Insan iyi şeylerin ulu orta durmasını istemiyor bazı zamanlar, çünkü iyi şeyler çabuk göze batıyor.
İbrahim Aslaner
Bir şeyler eksikti. Çok şeyler eksikti. Hep bir şeyler çokça eksikti.
"Zaten Akın için baba, gece gibi bir şeydi; biraz karanlık , biraz uykulu ve çokça belli belirsiz.Sonra baba gündüz olanların tersine çokça sessizlikti, nefes alışverişi gibi bir şeydi.Derin, hırıltılı, kesik kesik."
Sayfa 141 - izKitabı okudu
Reklam
Uzun demeyip okuyun bence :)
Zihnimde deli dolu taylar baharın gelişini seke oynaya kutladılar. Koşmasını bilmeden ama yine de koşarak. Önce bir ferahlık vardı bu tayların zihnimdeki yarışında sonra gürültüye dönüştü bu koşuşturma, gürültü azgınlığa ve ben başka bir adama dönüştüm bütün bunlar olup biterken içimde. Kalın kitapları çektim raftan; Dostoyevski düştü, pişmanlıktı. Bir sağanakla Marquez birikti yerde. 51 yıl kolay değil. Öteki' nin verdiği adrese geldi kör adam. Ardına düşürdüğü çok ayaklı on binlerce Gregor sardı tüm salonu. Korktum da. Elim ister istemez kokusuz ilaçlara gitti. Derken başında saçaklarla Aytmatov bitiverdi sıcak kum gibi akarak. Ve vahşi bir kurt çıktı içimden, bu Hasse' nin Step Kurdu'ydu. Elinde silgisi başımdan başlayarak sildi durdu Eco. Bütün bu kalabalığın arasında sakin bir ses çınlayıp durdu kulağımda. Akarsularla derince yarılmış geniş ve ferah bir vadi tabanına dik yarları, uçurumları, nergisli patikaları geçip bu sesin kılavuzluğunda vardım. Varınca ben- ben dediğim hangi bendi ya da hangi benlerden mürekkepti bilmiyorum- ve yazı ve yazgım baş başa kaldık.
İnsan, umut eder. İnsan, bekler. Ama insan, yine umut kırar. Giden de gelmez.
Sayfa 124Kitabı okudu
“Her oyun bir gün biter, biliyorum. Oyuncular yorulur, belki oyun tutmaz, belki de oyun bitmek üzere kurgulanmış ve yazılmıştır. Ama bir şeyi daha biliyor ve hissediyorum, oyun bitse de bize hissettirdikleri hep yanı başımızda olacak, içimizde yorgun bir ırmak gibi akıp başka bir bağlamla yeniden can bulup coşkun bir ırmağa karışacak ve biz o gün geldiğinde oyunu değil belki ama oyunun bizde bıraktıklarını çağlayacağız.” s. 35.
Okuu
Zihnimde deli dolu taylar baharın gelişini seke oynaya kutladılar. Koşmasını bilmeden ama yine de koşarak. Önce bir ferahlık vardı bu tayların zihnimdeki yarışında sonra gürültüye dönüştü bu koşuşturma, gürültü azgınlığa ve ben başka bir adama dönüştüm bütün bunlar olup biterken içimde. Kalın kitapları çektim raftan; Dostoyevski düştü, pişmanlıktı. Bir sağanakla Marquez birikti yerde. 51 yıl kolay değil. Öteki' nin verdiği adrese geldi kör adam. Ardına düşürdüğü çok ayaklı on binlerce Gregor sardı tüm salonu. Korktum da. Elim ister istemez kokusuz ilaçlara gitti. Derken başında saçaklarla Aytmatov bitiverdi sıcak kum gibi akarak. Ve vahşi bir kurt çıktı içimden, bu Hasse' nin Step Kurdu'ydu. Elinde silgisi başımdan başlayarak sildi durdu Eco. Bütün bu kalabalığın arasında sakin bir ses çınlayıp durdu kulağımda. Akarsularla derince yarılmış geniş ve ferah bir vadi tabanına dik yarları, uçurumları, nergisli patikaları geçip bu sesin kılavuzluğunda vardım. Varınca ben- ben dediğim hangi bendi ya da hangi benlerden mürekkepti bilmiyorum- ve yazı ve yazgım baş başa kaldık.
Reklam
Yazmasının altından çıkan beyazlamış saçlarını gördüğümde bir garip oldum. O öyle yanı başımda oturup solmuş bir çiçek gibi hareketsiz duruyordu.
Uyku bile dinlenmek için kaçıyor, bu kalabalıktan.
Sayfa 16 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Kendime yabancı, kendimden habersiz , kendimden bağımsızım.
Sayfa 16 - İz YayıncılıkKitabı okudu
166 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.