Allah'ı çok seviyorum diyor ama tabiatı katletmekten geri durmuyor. Ağaçları kesiyor, hayvanlara zulmediyor. "Allah'ı seviyorum" diyor ama bu sevgisi Allah'ın yarattığı hiçbir şeye yansımıyor. Böyle sevgi olmaz...
Nasıl aşk sevdiğinde hiçbir kusur görmezse aleme ve varlığa aşk ile bakan insan da dış dünyadaki kusurları daha az görmeye, örtmeye, iyileştirmeye çalışır.
Türkiye'yi doğu ile batıyı birbirine bağlayan köprü olarak görmek ve göstermek istiyorlar. Biz ise burada duruyoruz: Türkiye, hak ile batıl arasındaki duvardır, müstahkem mevkidir.
Balkan topraklarına yönelik fetih harekâtı, aynı zamanda, bu duvarı kalın kılma, muhkem hâle getirme çabasıydı. Haçlıların ilk seferleri Anadolu'da, diğerleri Balkanlarda karşılanmıştır mesela. Bakınız: Kosova ve Mohaç.
Çok konuşmak fikrin derinliğinden değil, cehaletin gevezeliğindendir. Bu yüzden Feridüddin Attar "çok konuşanların göğüsleri içinde kalpleri hastadır " der ve ekler: "Çok konuşmak kalbi beden içinde öldürür; o sözler istersen Aden incisi olsun.
Merhaba arkadaşlar
Öykü okumak size de iyi geliyor mu ?
Bana her zaman çok iyi gelmiştir. Her okuduğum öykü kitabında olduğu gibi #bahtiyarikimaglatti kitabından da çok güzel dersler çıkardım. Öykülerin genel konusu yanlış ebeveynlik. Aslında hep böyle değil midir ? Ebeveyninden ne görürse onu yapar insan. Sevgi gören sevgi verir evladına, hor görülen hor görür, bastırılan çocuk anne baba olduğunda anne babasının rolünü üstlenir ve baskın bir ebeveyn olur. Ne der büyüklerimiz "küçük kalkar büyüğe bakar". Demem o ki yazarımız dört öyküsünde de çok güzel mesajlar vermiş hepside birer ders niteliğinde. Kitabın adını alan bahtiyarı kim ağlattı öyküsü beni gerçekten etkiledi. Neden bir baba iki çocuğu arasında ayrım yaparki,hele de diğer çocuğunun ona daha çok ihtiyaçı varken. Ama Mahmut Ağa down sendromlu oğlu Bahtiyarı hor görürken diğer oğlunu hep el üstünde tutar. İmtihan dünyası bu dünya, yaşanan bir olay gazetelere konu olur ve gazeteci Halil İbrahim olayın iç yüzünü araştırırken çok farklı durumlar ortaya çıkar...
Yazarımızın kalemine sağlık okumaktan keyif aldığım aynı zamanda farklı bir bakış açısı kazandıran bir kitap oldu. Özellikle akıcı dili sayesinde hiç sıkılmadım öykü okumak hoşunuza gitmiyorsa bile bir şans verin pişman olmayacaksınız. Kitapla ve sevgiyle kalın dostlar.
Kimden, nereden ve hangi zamandan gelirse gelsin hakikat her zaman benim yitiğimdir. Onu bulduğum yerde alırım. Yerden kaldırır, tozunu siler heybeme katarım. Varsa ufak tefek kaymalar, yıpranmalar, bozulmalar onları da tashih ve tamir eder, yolculuğuma devam ederim. Böylece ben de nesiller boyu devam eden hakikati inşa sürecine dâhil olurum.