Bu akşam yemeğini hazırlamak için dünün çöp tenekesi içinde malzeme ararmıydınız? Yarının deneyimlerini yaratmak için dünün zihinsel çöp tenekesini karıştırmak niye?
Kendinizi sevmek bana göre hiçbir şey için kendimizi eleştirmemekle başlar. Olumsuz eleştiri bizi tam da değiştirmek istediğimiz davranış kalıbının içine hapseder. Kendimize gösterdiğimiz anlayış ve şefkat bu kısır döngüden çıkmamızı sağlar. Unutmayın, yıllardır kendinizi eleştiriyor ve bir işe yaramadığını görüyorsunuz. Bir de kendinizi onaylamayı deneyin. Görün bakalım neler olacak.
Panik içinde olduğumuz anlarda düşüncelerimizi kendimizi iyileştirme konusunda yoğunlaştırmamız çok zordur. Önce korkularımızı yenmek için zaman harcamak zorundayız.
Reklamcılar bilinçaltının yönlendirme gücünü çok iyi bilirler. Bu yüzden yollar bizi adım adım takip eden büyük reklam afişleriyle, gazetelerin her sayfası ise ilanlarla doludur. O kadar para boşuna mı harcanıyor sanıyorsunuz? O reklamlar size sigara aldırmıyor mu? Yanılıyorsunuz! Kendiniz deneyin. Soğuk bir günde bir bara ya da restorana gittiğinizde yanınızdaki kişi ne içmek istediğinizi sorduğunda "bir viski" yerine "canım ne istiyor biliyor musun? Bir viskinin o yumuşacık sıcaklığını" deyin. Viski sevmeyen birinin bile size katıldığını göreceksiniz.
Hepimiz yolumuzu kendi çizen zeki, üstün varlıklar olduğumuzu düşünmeye meyilliyizdir. Aslında yaşamımızın yüzde doksan dokuzu önceden belirlenmiştir. Biz içinde yaşadığımız toplumun ürünüyüz. Nasıl giyineceğimizi, ne tür evlerde oturacağımızı, yaşam tarzımızı, değişik olduğumuz yönleri bile toplum belirler. Son verdiğim örnek rastlantıya değil, içinde bulunduğumuz sınıfa bağlıdır. Bilinçaltının üzerimizdeki etkisi çok büyüktür ve düşünceler dahi gerçekler konusunda milyonlarca insanı yanıltabilir.
Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.