Günün birinde, o âna kadar küçük küçük pek çok eylem gerçekleştirmişken, bana geldi. Biraz havadan sudan sohbet ettik, sonra tam gideceği dakika şöyle söyledi bana; “Başka yoldaşlara senden bahsedeceğim zaman, gerçek adını kullanmasam iyi olur. “Sana ne diyelim?” Sanki kafasında bir isim arar gibiydi. Aslında, benden bir öneri gelmesini bekliyordu. “Bakü,” dedim. Artık benim de bir kod adım vardı.