Büyük bir Türkmen sûfîsi olan Bâyezîd-i Bîstamî, ardında çok sayıda hikmetli sözler ve kıssâlar bırakmıştır. Örneğin menkâbeye göre, günlerden bir gün, Ebû Musâ, Şeyh Bâyezîd'e sormuş: "Ey pirimiz, yarını nasıl geçireceksiniz?" Şeyh: "Yarını da, akşamı da bilmem. Çünkü Allâh-û Teâlâ gönlüme ilhâm
etti: "Ey, Bâyezîd! Benim hazînelerim zengindir. Benim, tâat-ibâdete
de, hâyır-ihsâna da ihtiyâcım yoktur. Eğer benim dergâhımı dilersen,
bende olmayan şeyleri getir." O zaman ben de dedim: "Ey Perverdigâr, nedir sende olmayan şey? Allâh-û Teâlâ buyurdu:
"Çâresizlik ve acizlik, fakirlik ve muhtaçlık, gönül kırıklığı ve perişanlık benim hazînemde bulunmayan şeylerdir. Çünkü bunlar bana
gerekli değildir. Hûda âzim ve kararlılıktan hoşlanır. Yüce rûhlu ve
âli himmet olma sâdece iyi ve yüce sıfatlar ister. Hûda'nın istediği ise, bu Türkmen için farzdır".