Anlıyorum ki benim bu sözlerime inanmıyorsun. Öyle ise sözlerimi duâ ile bitireyim.
Gözdeki bulut onu gölgelendirmediği zaman benim gözlerimin perdesinden onun başına sâyeban yapınız.
Her bahar, gül nikâbını açıp büründükçe, bülbül de onu methettikçe...
Gönül sahipleri güzellerin aşkı ile hayat buldukça, aşkın nûru bu lacivert göğü aydınlattıkça...
Yâ Rabbî, bütün ömrünce felekler başının üstünde değirmen taşı gibi dönen Mecnun’un yüreğindeki yanış aşkına...
Her ne kadar tâcı feleklerden üstün ise de, yine Selim’in başı gibi yüz baş senin ayak türâbın olsun.
Dokuz felek bir tek yıldızını dahi göstermediği zaman orada senin kemâlin terennüm etsin.
Yâ Rabbî, artık sabrım kalmadı. Ya bana tahammül ver yâhut onun amber kokulu saçından bu kıvrımları aç.