Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
298 syf.
10/10 puan verdi
Osmanlı tarihinin kuruluş yılları olan 13. yüzyılın sonu 14. yüzyılın başları bugün tvlerde gösterildiğinin ve yazılan onlarca romanın aksine hakkında çok az yazılı kaynağın olduğu bir dönem. Yazar bu eserinde Osmanlı'nın doğuşunu; hem kendi bakış açısını hemde yerli-yabancı tarihçilerin bakış açılarını analiz ederek anlatıyor. Dönemi merak edenler için kurgudan uzak bilimsel bir kitap olan bu eser Osmanlı'nın doğuşuyla alakalı ender modern eserlerden birisi.
İki Cihan Aresinde
İki Cihan AresindeCemal Kafadar · Birleşik Kitapevi · 2010142 okunma
Romalılar için Romulus neyse, Osmanlılar için de Osman odur.
Reklam
Hakkaniyetli olmak gerekirse, Anadolu Selçuklularının on üçüncü yüzyılın ilk kırk yılında güçlerini sağlam bir şekilde pekiştirmeye yaklaştıklarını ve en büyük başarısızlıklarının öngörülemez bir dış etkenle yakından ilişkili olduğunu itiraf etmeliyiz: Yenilmez Moğol orduları.
Yabancıların, gayrimüslimlerin ve ortodoks olmayan İslam'ın temsilcilerinin etkisi oldukça uzun bir zaman süresince, hiç değilse Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümranlığının ilk yıllarına kadar Osmanlı sarayında görünür haldedir.
Gerçekten de gazi devletlerin saldırgan enerjilerinin bir kısmını birbirlerine yöneltmeleri beklenmelidir çünkü rekabet ortak değerleri paylaşanlar arasında, özellikle daha şiddetli olabilir.
"Gerçekte de ibni Kemal, 2. Mehmet'in kardeş katlinin yasalaşmasını meşrulaştıran kanunnamesinde ileri sürülen muhakemenin aynısını Osman'a atfeder: ' bir kişinin zarar görmesi kamunun zarar görmesinden daha yeğdir diyerek...beylik emelleri besleyen amcası Dündar'ı vurup öldürdü.' Kısaca, bu inatçı yaşlı adam hak ettiğini bulmuştur; neden bu yüzden sızlanalım ki?"
Reklam
Ekme bağ bağlanırsın, Ekme ekin eğlenirsin, Çek deveyi güt koyunu, Bir gün olur beğlenirsin. Tarım yapmak üzere yerleşik hayata geçmektense gezinmeyi tercih eden Osmanlılar adına yazılmış bir dörtlük...
Osmanlıların veraset sisteminde topraklarını her taht değişiminde tek bir varisin tam denetimi altında bir bütün olarak muhafaza etme ilkesini uygulaması, onu, Türk-Moğol geleneğine göre farklı varislerin haklarını tanımak suretiyle parçalanmaya izin veren diğer beyliklerden ayıran çok önemli bir farklılık olarak göze çarpar.
"Diğer bölgelerde yaşayan insanlar Osman'ın topraklarındaki kâfirlerin rahatlıklarını işiterek Osman'ın memleketine geldiler" Türk fetihlerinin müslümanlar ve gayrimüslimlere adalet, eşitlik ve vergi indirimleri dağıtan bir çeşit "özgürleştirme hareketi" olduğunu yazan bazı çağdaş bilim adamları, genellikle ve büyük ölçüde doğru olarak şovenist savunmalarla iştigal eden kişiler olarak algılanır. Fakat Geç Ortaçağ tarihçisinin bu iddiasını nasıl yorumlayacağız?
1. Murad'ın hükümdarlığı (1362-89) yüzyılın ortalarına kadar küçük bir beyliği olan Osmanlı beyliğinin bu halini aşması sürecinde çok önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Özellikle de oluşturulan iki memuriyet, devletleşmeye doğru büyük gelişmelerin başladığına işaret eder. İlk defa bir kadıasker tayin eden hükümdar Murad'dı. Yine Osmanlı beyliğinde bazı savaşçıların uç beyleri olarak atanması da ilk defa 1. Murad döneminde gerçekleşmistir.
Reklam
Fatih Mehmed, hükümdarlığı sırasında bir sultan, kağan ve kayser olarak Truva'yı ziyaret ettiğinde, Osmanlıların başarılarını, Avrupa'da bazı kimselerin desteklediği, Türklerin, kendilerinden önceki Romalılar gibi, Yunanlılara misillemede bulunan intikamcı Truvalılar oldukları şeklindeki teorinin farkındaymış gibi görünmektedir. Sultan'ın, o efsanevi mekanda durarak "Aşil, Ajax ve diğerleri" hakkında sorular sorduğu ve sonra ''kafasını salladığı" ve şöyle dediği bildirilmiştir: "B urasını Makedonyalılar ve Teselyalılar ve Moralılar almışlardı. Bunların bizAsyalılara karşı defalarca yaptıkları kötü davranışların intikamını, aradan bir çok devirler ve yılların geçmesine rağmen onların ahfadından aldık."
114 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.