Ben, sudan çıkmaya uğraştıkça o, sopayı savuruyor. O gün bi’ kelime daha öğrendim. ‘Kırıtmak’. Anama, atama aklına ne geldiyse sövdü. Töbe töbe… Salınmayı öğreneyim derken kırıtmayı bulmuşum meğer. Gelinlik kız oldun, oğlan çocuğu gibi dolanma, rahat dur, az salın demeye başladıklarında kafam hepten bulandı. Hâlâ evden kaçıp kaçıp at üstünde geziniyorum, onlar bana, az salın, diyorlar. Az salın derken, az acıyacak diyorlardı belkim…”