Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlayda Altındağlı

İlayda Altındağlı
@ilaydaaaaaaa
İstanbul
4 okur puanı
Ocak 2019 tarihinde katıldı
Hissizleşmek
“Bu sabah uyandığımda sen hala uyuyordun. Uyanır uyanmaz yumuşak soluğunu duydum. Dağınık saçlarının altında kapalı gözlerini gördüm, bu beni derinden etkiledi. Haykırarak seni uyandırmak istedim ama öyle derin bir uykudaydın ki... Loş ışıkta tenin capcanlı, öyle sıcak ve tatlı ışıldıyordu ki öpmek istedim ama seni uyandırmaktan korktum... Uyanırsın diye kollarıma almadım. Bunun yerine kimsenin benden alamayacağı, sadece benim olan şeyle yetindim: senin sonsuz görüntünle. Yüzünün ötesinde, tüm ömrümün ışığında bizim saf, güzel halimizi gördüm: geleceği ve hatta bütün geçmişimizi. Bu en mucizevi olaydı; ilk kez hep benim olduğunu hissetmek, senin sıcaklığın, düşüncen ve isteklerinle bu gecenin sonsuza kadar süreceğini hissetmek. Lidia, o anda seni ne kadar sevdiğimi fark ettim. Duygularımın yoğunluğu beni ağlattı. Bunun asla bitmemesi için ömrümüz boyunca böyle kalmalıyız. Sadece yakın değil, birbirimize ait halde. Tek tehdit alışkanlığın yaratacağı bir kayıtsızlık olacaksa da hiçbir şeyin bozamayacağı bir halde. O anda sen uyandın, tebessümle, kolların boynumda, beni öptün. Ve artık korkulacak hiçbir şey olmadığını hissettim. Hep o anki gibi kalacaktık; zamandan ve alışkanlıktan bile güçlü bağlarla.” - bu mektubu kim yazdı? - sen yazdın.
Reklam
Seni şimdi bir yabancı gibi karşıma alıp sanki senden bahsetmiyormuşum gibi yapıp sanki benden bahsetmiyormuşum gibi hatta bir aşktan bahsetmiyormuşum gibi fırtınayı ve huzuru anlatacağım sana. Yılları ve yolları, limanları ve fırtınayı ve aşkın belki hiç adı geçmeyen kuzeyini aşkın bu kuzeyden nasıl düşürüldüğünü, artık sonsuza dek yitirdiğimizi büyünün bitişini, hiç gerekmeyen yıllarda huzur, çok gereken yıllarda da fırtına nasıl yaşanır onu anlatacağım. Seni bir yabancı gibi karşıma alıp bunun dayanıklı bir şey olmadığını sürekli kılınmadığını, çünkü aşkın yapılan bir şey olmadığını, başlangıçta bir melek konduğunu sonunda bir kelebek öldüğünü, yani kısacık sürdüğünü, oysa hayatın bir korkular ve alışkanlıklar bütünü olduğunu, bütün bunları sana nasıl anlatacağım?
Arrival
“You know I've had my head tilted up to the stars for as long as I can remember. You know what surprised me the most? It wasn't meeting them. It was meeting you.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Var olma nedenlerimiz, taşların var olma nedenlerinden daha fazla değil ve hayatımızın bir yanı güneşe bakıyorsa, diğer yanı cehennem soğuğunda.”
Sayfa 39
“Hayır, sen kariyerinden ibaret değilsin, muhteşem vücudun değilsin, anne veya baba veya bilge kişi veya ebedi hemşire değilsin. Sen kendinsin, kendi özünsün. Bunun etrafına bir çizgi çiz: Diğer şeyler, dışarıda kalanlar sen değiller; onlar yok olabilir, ama sen hâlâ var olacaksın.”
Sayfa 225 - pegasus
Reklam
Cervantes, okuyucuların macera romanı düşkünlüğünün zihin tembelliğinden kaynaklandığını tespit etmişti. O dönemlerde İspanyollar, geri kalmış ülkelerinin kalkınması, sosyal düzeninin yeniden tesisi, milleti ekonomik sosyal, kültürel alanlarda da yükselmesi yolunda ciddi çözümler arayışında değillerdi. Bu alanlarda tamamen hazırlıksızlardı. Çünkü bu konularda ne bir fikre, ne bir duyguya ne de bir niyete sahiptiler; olmak da istemiyorlardı. Toplumun büyük kısmı, zamanının çoğunu hayal ürünü macera romanlarıyla geçiriyor, böyle yaparak da bir şey yaptıklarını zannediyorlardı.
Sayfa 43 - karbon kitsplar
“Zihinsel çok yönlülüğün değişim, tehlike ve belanın telafisi oluşu, gözden kaçırdığımız bir doğa yasasıdır. Çevresiyle kusursuz bir âhenk içinde yaşayan bir hayvan, mükemmel bir mekanizmadır. Alışkanlık ve içgüdü çaresiz kalmadıkça doğa zekâya asla başvurmaz. Değişimin olmadığı yerde akıl da yoktur. Yalnızca çok çeşitli ihtiyaçları ve tehlikeleri karşılamak zorunda olan hayvanlar zekâdan paylarını alırlar.
Sayfa 124 - ithaki
“İnsanları korkutup ahmaklaştırıyorlar, gözlerini kör ediyorlar sonra birbirlerine kırdırıyorlar. İnsanları sopa, taş, silah şekline sokuyorlar ve buna da ‘Devlet’ diyorlar.”
Sayfa 194 - bordo siyah
“...siz kilise adamlarının işlevi, kurulu toplumsal düzeni değiştirebilecek olan bilimsel düşüncenin gelişmesini önlemektir. İnsan beynini afyonlamak yani. Ve toplum, Everhard’ın dediği gibi sömürü temeli üzerine kurulmuştur.”
Sayfa 30
Sen bir deniz kıyısında gonca zamandın Ben eski şarkılardan eskiydim kimsesizdim İçimde dünyanın bütün akşamları Tuttum ağzının sabahına sözler söyledim Ey güzelliğin ölümden büyük yaşama gücü Yalnız ölenler unutur birbirini Seni sevmeye yeni başladım
Sayfa 20 - Kırmızıkedi
Reklam
736 syf.
·
Puan vermedi
Moby Dick
Moby DickHerman Melville
8.2/10 · 5,6bin okunma
“Ben hava gibi özgür olmak isterken, dünyanın tüm hesap defterlerine girmişim.”
Sayfa 567 - YKY
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.