Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ilke demir

ilke demir
@ilkeddemir
Balıkesir Üniversitesi
Bursa, 20 Ağustos 2001
33 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
361 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Fikrimin İnce Gülü" İnceleme
Kitabın merkezinde araba vardır tıpkı Recaizade'nin Araba Sevdası'nda olduğu gibi fakat burada Bayram, bir mirasyedi değil aksine kendi emeğiyle çalışıp kendi uğraşıyla araba sahibi olmuştur. Bu araba sevdası çocukluğundan beri vardır Bayram'da. Statüyü, saygınlığı bir arabaya atfetmiştir. Araba yoksa Bayram da yoktur. Hatta arabasını görenler, beğenenler akıllı, zeki insanlarken fark etmeyenler cahil, insandan anlamayan kişiler olmuştur Bayram'ın gözünde. Bu romanda, yabancılaşmaktan daha çok bir eşyayla hastalıklı ilişkiye girenlerin çıkmazları anlatılıyor. Bayram arabayı almış olsa da istediği o saygınlığa bir türlü kavuşamaz. Daha doğrusu "kahraman, hayallerini süsleyen yabancı nesnenin bir türlü efendisi olamaz"(Gürbilek). Çünkü Bayram oraya ait değildir. Ne araba Bayram'ındır ne de Bayram arabaya aittir. Bayram, kendisinin olmadığı bir hayatı istediği için hem kendine hem de etrafına yabancılaşır. Ağaoğlu, kapitalistleşmiş zihinlerin ortaya çıkardığı birtakım çıkmazlık sorunlarını ele almış, insanların bu süreçte yaşadığı iç çatışmalarına değinmiştir.
Fikrimin İnce Gülü
Fikrimin İnce GülüAdalet Ağaoğlu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20111,964 okunma
Reklam
90 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
1. Dünya Savaşı yıllarında halka moral,motivasyon vermek ve cephedeki askere gücünü hatırlatmak maksadıyla, Ömer Seyfettin'in yazmış olduğu hikayelerden bir tanesi. Peçevi'den alıntılanıp yeniden kurgulanmıştır. Bunu kitabın başındaki Peçevi sözünden de anlayabiliriz. Deli Hüsrev ve Deli Mehmet karakterlerindeki "deli" unvanı aklî değil, vatanı ve milleti için hiç düşünmeden delicesine kendilerini ölüme terk edecek vasıfta olmalarından gelir. Bu unvan, Klasik Türk Edebiyatı'ndaki "veli" kelimesiyle eş değerdir. İslamiyet öncesi edebiyatımızda Alp tipi İslamiyet ile birlikte gazi tipine dönüşmüştür. İkisi de kahramanlığı, deliliği, mertliği ifade eder. Bu hikayede en dikkat çeken durumlardan birisi de olağanüstü olayların ele alınmasıdır. Harp esnasında Deli Mehmet'in kellesinin alınması ve kendi kellesini düşmandan almadan ölmemesi , aslında bize yaşanılan olayları hatırlatıyor. Düşmanlar, Türklerin kellesini alıp bu kellelerde şarap içmeyi marifet sanarlar. Burada da bu konu ele alınmış. Her ne kadar şehit olacak bile olsa, kellesi kesilmiş bile olsa Deli Mehmet ayağa kalkar, kellesini onlara bırakmaz ve onu geri almadan ölmez. Dolayısıyla deli unvanının hakkını vermiş olur. Kısacası bu hikayede Ömer Seyfettin, bu olayları ele alarak savaş süresince askere moral vermiş ve millete kazanma umudunu aşılamıştır.
Başını Vermeyen Şehit
Başını Vermeyen ŞehitÖmer Seyfettin · Karbon Kitaplar · 20181,755 okunma