"Saatlerin bu akįp gidişi, biraz düşününcr bu gözle görülmez, çılgın yarış, insanların bedenini ve hayatını kemiren aceleci minik saniyelerib bu sonsuz defulesi..."
Her hüküm gibi her inanış da, az çok tamamlanmış sorgulamalara ve sorgulama unsurlarının kesin bir değerlendirmesine dayanır ve bu noktada, duygunun olağanüstü neticeler vereceği çok aşikârdır.
Bu "el âlem ne der?" Kaygısı onları sevecen, kibar, hiçbir özgünlüğü olmayan varlıklara, ipleri başkasının elinde olan nazik mekanik oyuncaklara dönüştürür. En korkunç anlarda bile hissetikleri sadece basmakalıp şeylerdir.
Fikir kendi başına bir güç değildir. Eğer bilinçteki yegâne şey o olsaydı bir güç olurdu. Ama orada fikir duygusal durumlarla çatışma halinde olmasından ötürü ihtiyacı olan gücü hislerden ödünç almak zorunda.
Insani tembellik bizi bu idealdeb uzaklaştırmak için her zaman elinden geleni yapacaktır, ama biz onu mümkün olduğunca bir bütün olarak gerçekleştirmeye çalışmalıyız.
Bütün düşüncelerin net bir biçimde tek bir amaca doğru yönelimi ve istemlerimizin, duygularımızın ve fikirlerimizin gerekli süre boyuncavuğruna çalıştığımız yönetici baskın büyük fikre bağlanmalarıyla açığa çıkar.