Alim (r. a.): Allah'ı ve Allah katından gelen şeyleri kalp ve lisanla tasdik eden kimse, Allah katında ve insanlar yanında mü'mindir. Lisanıyla tasdik, kalbi ile tekzib eden kimse, Allah katında kâfir, insanlara göre ise mü'mindir. Çünkü insanlar onun kalbinde olanı bilmezler. İkrar ve şehadetinden dolayı onu mü'min diye isimlendirmeleri gerekir. Zira kalbdekini öğrenme külfetine girme durumu yoktur. Bir kısım kimseler de, Allah katında mü'min, insanlara göre kâfir olur. Bu, imanını gizleme durumunda, lisanı ile küfür izhar etmiş kimsenin hâlidir, imanını gizlemek için böyle yaptığını bilmeyen kimse, onu kafir olarak isimlen dirir. Fakat o kimse Allah katında mü'mindir.
Sayfa 12 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
İman nedir?
Talebe: Çok güzel belirttiniz. Fakat imanın ne olduğunu açıklayın. Alim (r.a.): İman; tasdik, marifet, yakîn, ikrar ve islâmdır.
Sayfa 12 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
Reklam
Mü'minler. imanlarından dolayı namaz kılar, oruç tutar, zekât verir, hacceder ve Allah'ı zikrederler. Yoksa namaz, zekât, oruç ve haccetmekten dolayı iman etmiş olmazlar. Bu onların iman ettikten sonra amel işleme durumlarını ortaya koyar. Farz olan şeyleri işlemeleri de iman etmiş olmalarından dolayıdır. Yoksa onların imanı, farz olan şeyleri yaptıklarından dolayı değildir. Bu durum, üzerinde borç bulunan bir kimsenin hâline benzer. Borçlu önce borcunu kabul eder, sonra da öder. Önce ödeyip, sonra da borcunu kabul etmez. Borcunu kabul etmesi ödemesinden dolayı değil; bilakis ödemesi, borcunu kabul etmesinden dolayıdır. Köleler, efendilerinin kölesi olduklarını bildiklerinden dolayı onların namına hizmet ederler, yoksa onlara hizmet ettiklerinden dolayı onların kölesi olduklarını kabul etmezler. Zira nice insanlar vardır ki başkalarının işinde çalışırlar, fakat onlar bu çalışmaları sebebiyle ile başkasının kölesi olduklarını kabul etmezler. Onların çalışmaları da köleliği kabul mânâsına gelmez. Bir baş- kası ise köleliğini kabul ettiği halde çalışmaz, fakat onun çalışmaması, köleliğini ortadan kaldırmaz.
Sayfa 11 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
Peygamberlerin dini birdir.
Allah'ın resulleri- Allah hepsine salât ve selâm eylesin- değişik dinlere mensup değillerdi. Hiçbiri kendi kavmine, kendisinden önce gelmiş olan resulün dinini terketmeyi emretmemiştir. Çünkü peygamberlerin dini birdir. Buna mukabil her resul kendi şeriatına davet etmiş, kendinden önceki resulün şeriatına uymaktan nehyetmiştir. Zira resullerin şeriatlanı çok ve muhteliftir.
Sayfa 10 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
Biz şüphesiz biliyoruz ki, Hz. Peygamber bir âyeti iki nevi tefsir etmemiştir. Kur'ân-ı Kerim'in nasih olan âyetini herkes için nasih, mensuh olanını da herkes için mensuh olarak tefsir etmiştir. Kur'an'daki ilâhî sıfatlar ve haberlere gelince; bunların hiçbirinde mensûh yoktur. Nasih ve mensûh ancak emir ve nehiyde cereyan eder.
Sayfa 10 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
Söz ve amellerin gerçekliği ancak kalp cihetiyle mümkün olur.
Kalp zulme meylettiği zaman, zâlimleri sever, zâlimleri sevdiğinde de onlardan olur. Hakk'a ve hak ehline meylettiği zaman, onlarla dost olur. Bu duruma göre söz ve amellerin gerçekliği ancak kalp cihetiyle mümkün olur. O halde lisanı ile iman eden ve fakat kalbi ile iman etmeyen kimse Allah katında mü'min olamaz. Buna mukabil kalbi ile iman eden, fakat dili ile söylemeyen kimse ise, Allah katında mü'mindir.
Sayfa 8 - EL-ALIM VEL-MÜTEALLIMKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.