Bunca yıla rağmen en ufak bir gelişim göstermiyoruz bu mücadeleye olan tutumumuz konusunda.
Hatırladıklarım ve tanık olduklarım kadarıyla belirtmem daha sağlıklı olur.
21. yy da Fransa, Ukrayna, Rusya, Pakistan, Hindistan, İspanya, Şili, Peru, Türkiye, İran ülkelerinde yapılan ve toplum üzerinde kalıcı tutumlar oluşturan Kadın Özgürlük Mücadelelerinde halen biz erkeklere bu mücadele hakkında söz hakkı bırakırcasına tavırlar takınan belli kitleler mücadelelerini en sert şekilde baltalayan kitlelerdir. Ve bunun yanında erkeklerin, mücadelenin başarısı ile ilgili belli noktalarda kendi tutumlarını bir referans olarak gösterip kadınlara nasıl bir yol çizmeleri konusundaki tavırları ise opurtünist bir tavır olduğu bence anlaşılması gereken bir noktadır.
Tarih bu konuda son 2500 yılı sosyal bir açıdan kayıt altına almayı başarabildi. 2500 yılın tecrübesini halen biz erkeklere bırakmaları ise trajikomik bir durumdan öte değil.
Hakların kalıcı olması için kazanılması gerekiyor ve bu da "alınarak" elde edilir. Bunun için gerekli nokta ise kadınların kendi iradesidir. Bunun en güzel örnekleri ise 17 ve 20. yüzyıllları arasındaki Avrupa Tarihidir.
Biz erkeklerin istekleri ile değil siz kadınların talebi ile mücadeleye katılabiliriz.