Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İmran.

Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet
7.8/10 · 28,4bin okunma
133 syf.
·
Puan vermedi
Bilge Karasu, "Narla incire Gazel"de dünyayı güzel görüp belli bir konu ya da olay olmaksızın naif bir anlatımla eserini kaleme almıştır. İnsan ve hayvanların gözlemlendiği kısa bir yolculuk hikayesi de diyebiliriz. Gerçek ile kurmaca arasında gidip gelen kurmaca bi yapıttır. Enfes tanımlarla ( sevi, küskünlük, özgürlük, yaşam gibi) aşırı nitelikli soruların yer aldığı 6 bölümden oluşan deneme türünde okunulası bir kitaptır. Bonus olarak, okuyanı dinginleştiren bi eserdir.
Narla İncire Gazel
Narla İncire GazelBilge Karasu · Metis Yayınları · 2012391 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her yer, eksiksiz her yer, alevler içinde. Batı kıyısından doğu kıyısına dek her şey yanıyor. Ağaçlar, çalılar, evler, hayvanlar. İnsanlar kaçmış hep. Çatırdılardan, taşların çatlamasından, ağaçların devrilmesinden başka herhangi bir ses işitemiyoruz. İkimizden başka kimse kalmamış gibi bu dünyanın sonuna. Dipte, sahnede tutuşmuş birkaç çalı var. Onlar önemsiz. Sahne duvarının ardındaki bitki örtüsü de alevler içinde, duvardan fırlamış bir iki incir de. Yangın burada bize ulaşamaz, burası yıkılamaz. Ateşin ortasında bir ada. Gülümsüyorsun, gülümsüyorum. Bu kıyamet dışımızda koptu, tek seyircisi biziz. Sanki hep burada kalacağız artık. Bu cehennem sıcağında. Gün doğduğunda tüten yerler var hala ama ateş sönmüş. Ara ara duvarlardan biri gümbürtüyle yıkılıyor. Kemerse, yerinde duruyor. Bir yıkımı daha atlatmış demektir. Şimdi çıkıp gideceğiz. Geride bıraktığımız, bize yılar boyu mutluluk vermiş bir güzelliğin yıkıntısı. Kurtarmak için parmağımızı bile oynatmağa davranmadığımızdan yıkılıp yok olmuş bir güzellik. Bir güzellik daha, demek gerekir. Yaşamak, durmadan, ardında yıkıntılar bırakarak bir yerden bir yere gittiğimizi sanmak mıdır?
Sayfa 140Kitabı okudu
Burada bir şeyler bulacağını umanlar, bunu bulamadıkları için gelmez olurlar, burası gerçekten ölür.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Sevdiklerimizi, alıştıklarımızı görmekten vazgeçme kararı ancak uzun kararsızlıklardan doğabilir. Bir daha inandırmağa çalışıyoruz kendimizi; değişiklerin, değişmemesi gerekeni (çünkü değişmemesi gerekenler olduğuna inanmaktan vazgeçmiyoruz; sevmek, bağlanmak, ancak böyle bir temele oturtulabilir, diyoruz; temel değerlerden söz açmadan edemiyoruz) bastırmış olamayacağına..
Sevi, iki kişinin bir araya gelerek tanıma, betiye sığmaz bir dünyanın yasalarını uydurup uygulamasıdır.
Duvarlar bölücü, kapatıcı, kapayıcı olmayabilir de bir yaştan sonra. Hep gereklidirler, ama aşılırlar. Herhangi bir şeyi seçebilmek için, içimizden çizmeğe çalıstığımız sınırlara dönüşürler. Bu sınırların esnekliği, dalgalılığıdır onlari ilginç kılan. Duvarları aşıp kaçmak vardır. Duvarları aşıp girilmez yerlere girmek olduğu gibi. Duvaryaran masalları bu izleklerle ilişkilidir. Usun çizdiği sınırlar hep aşılmak için vardır sanki.
Küskünlük, dört duvar arasında, bir taşın elle parçalanamazlığıdır.
Oysa her bitim yeniden başlamayı getirmez mi ardından, ister istemez?
Reklam
Aldandığımızı anlamak için birkaç saniye beklememiz bile gerekmez.
Sayfa 46 - YKitabı okudu
Yaşamımıza doldurduğumuz, yaşamımızı doldurduğumuz işler üşüşüyor usuma. Vaktimiz azaldıkça ağırlığı artan, umutsuzluğu gönlümüze çöken işler. İsteğimiz azaldığı için gücümüzün de azaldığını sandığımızdan gözümüzde büyüyen yapılacak iş yığını...
Refik'e bakıyorum. Başını kitaptan kaldırıyor. Denize gitmenin vakti geldi. Açılmanın. Yorulmanın. Belki de dönmemenin.
Arabalarımıza binip nerelere yetişiyoruz? Yazgımızdaki hangi ölüme, ölümlerden hangisine?
Taşın üzerinde karnını ısıtan, güneşe bakan, kıpırtısız bir kertenkeleyi çok güzel bulabiliyoruz.
185 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.