Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hypatia

Eleştiri ilerlemenin ve aydınlanmanın özünü sağlar.
Reklam
İnsanoğlu, her ne kadar varoluşunun genel ve kişisel olmayan, genel ve geçerli temellerini kesin bir olgu gibi alır ve bunu doğal karşılarsa da, yaşamını bireysel yaşayamaz, bilinçli ya da bilinçsizce çağının ve çağdaşlarının yaşamını da yüklenir.
Ölümde, hem dinsel, insanı saran ve hüzün verici güzel bir yön, yani ruhsal bir şey, hem de bunun tam karşıtı olan ve ne dinsel, ne insanı saran ne de güzel denebilecek, hatta hüzünlü bile olmayan maddi bir şey vardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dr. Krokowski boynunu öne uzatıp gülümsemesini artırarak, ona takılırcasına "öyle mi, demek ki siz incelemeye değer bir vakasınız. Biliyor musunuz şimdiye dek tam sağlıklı biriyle hiç karşılaşmadım.
Eski uygarlıklar nasıl yıkıldıysa bu yeni uygarlık da geçip gidecek. O uygarlığı inşa etmek elli bin yıl alsa da geçip gidecek. Zaten her şey geçip gider. Geriye sadece kozmik güç ve madde kalır, onlar da ebediyen devam edecek, sonu gelmez bir akış içinde birbiriyle itişip çekişecek o ölümsüz tipleri ortaya çıkarır: rahibi, askeri ve kralı. Çağların bilgeliği, şu bebelerin ağzında nasıl da dile geliyor... Kimisi savaşacak, kimisi yönetecek, kimisi dua edecek, uygar devletin hayranlık veren, eşi benzeri görülmemiş harikalarının, sonu gelmemecesine, tekrar tekrar kanlı iskeletleri üzerinde yükseldiği tüm diğer insanlarsa büyük ıstıraplar içinde sürekli çalışacak.
Reklam
İnsan eskiden beri metafizik bir kavram olarak mutlak adalete inanır. Ama anlaşılan o ki evrende adalet diye bir şey yoktur.
Genelde kadınların çok serinkanlı olmaları istenir, ama kadınlar da erkeklerle aynı şeyleri hissederler, erkek kardeşleri gibi onları da yeteneklerini işletmek, çabalarını harcayacakları alanlar bulmak ihtiyacındadırlar; katı yasaklamalara, mutlak durgunluklara tahammül edemezler, tıpkı erkekler gibi; daha fazla ayrıcalığa sahip başka insanların onların puding hazırlamakla, çorap örmekle, piyano çalmakla ya da nakışla yetinmelerini söylemeleri darkafalılıktır. Kadınlar, geleneklerin kendi cinsleri için gerekli gördüğünden fazlasını yapmak ya da daha fazla öğrenmek istiyorlarsa onları suçlamak ya da alay etmek düşüncesizliktir.
Kendisi hakkında söylenenleri aşırı umursamak sanatçının doğasında vardır. Başkalarının fikirlerini mantıksızlık derecesinde umursamış olan insanların enkazıyla doludur edebiyat alanı.
Kadınlık, himaye edilen bir meşguliyet olmaktan çıkınca her şey olabilir
"Bütün bu yüzyıllar boyunca kadınlar, erkeği olduğundan iki kat büyük gösteren bir ayna görevi gördüler, büyülü bir aynaydı bu ve müthiş bir yansıtma gücü vardı. Böyle bir güç olmasaydı dünya hâlâ bataklık ve balta girmemiş ormanlardan ibaret olurdu. Savaşlarda zafer kazanıldığı duyulmazdı. Hâlâ geyiklerin iskeletleriyle kırık koyun kemiklerini birbirine sürter, çakmaktaşı verip koyun derisi ya da gelişmemiş zevkimizi hangi basit süs eşyası tatmin edecekse onu alırdık... Çar ve Kayzer ne taç giyerler ne de tahttan inerlerdi.
Reklam
Olduğuna inanmadığınız bir şeyi yok edemezsiniz. Ama bir şeyin varlığını zedelemek istiyorsanız ona olan inancı yok ederek işe başlayabilirsiniz. Paradoksal nevroz. Ya da nevrotik paradoks Ne eğlence!
"Hayatımı yeni baştan kuruyorum," dedim, "biraz da siz bana gelin ya da birlikte sinemaya gidelim, yürüyüş yapalım, çay bahçelerinde oturalım. Biraz da, bizi saran -yok saydığımız- hayattan konuşalım. İçimize hapsettiğimiz hayatı konuştuğumuz yeter."
Sayfa 127Kitabı okudu
Kederin anlamı pek aydınlık değildir bende. Kederden korkuyor muyum, seviyor muyum bilmiyorum. Ölme isteği uyandırmıyor mesela, keder ağırbaşlı bir ruh hali. Ne bileyim, sanki hayatla konuşma fırsatı: Yaa hayat, işte sonunda beni bu hale getirdin. Eserinle övün şimdi.
Sayfa 110Kitabı okudu
"İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik neye yarar?"
Sayfa 102Kitabı okudu
"Ağladığını hissettirmemek çok zordur," dedi, "gözlerinden yaş akar, burnunu çekmemek için ağzından soluk alırsın. Verdiğin sıcak soluk yüzünü sızlatırken, aldığın soğuk soluk boğazından geçer, kalbine iner. Omuzlarının titrediği hissedilmesin diye kaskatı kesilirsin. Ağladığını duyurmamak çok yorar insanı."
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.